Siyaset

CHP Parti Meclisi seçimlerinin şifreleri! Baba Ocağı’ndan çarpıcı analiz

CHP’nin 39. Olağan Kurultayı’na tüm yönleri ile Özgür Özel damga vurdu. Özel, 2 yılda 4. kez genel başkan seçilerek tarihi geçti. Kurultayın son günü Parti Meclisi (PM) seçildi. Yine Özel'in listesi tulum çıkardı. PM sonuçlarının kesinleşmesi ile parti içi dengelerin adeta röntgeni çekildi. Baba Ocağı, PM'nin çarpıcı bir analizini kaleme aldı. İşte detaylar...

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 39. Olağan Kurultayı yalnızca bir genel başkanlık yarışı değil, aynı zamanda parti içi dengelerin, örgüt reflekslerinin ve gelecek yöneliminin güçlü bir testi oldu. Kurultaya her yönüyle damga vuran isim ise bir kez daha Genel Başkan Özgür Özel oldu.

KURULTAYIN 3 GÜNÜ, 3 AYRI MESAJ

Kurultay üç gün sürdü ve her gün ayrı bir siyasal mesaj üretti:

• Birinci gün, 17 yıl sonra parti tüzüğünün değiştirilmesiyle örgüte “yeniden yapılanma” iradesi gösterildi.
• İkinci gün, delegelerin tamamı “Şimdi İktidar Zamanı” sloganıyla Özgür Özel’i yeniden genel başkan seçerek net bir liderlik desteği ortaya koydu.
• Üçüncü gün ise Parti Meclisi (PM) seçimleriyle, bu desteğin sadece liderliğe mi yoksa kadrolara da mı yansıdığı görüldü.

PM SEÇİMLERİ: ÖRGÜTÜN SESSİZ AMA NET MESAJI

PM seçimlerinde Genel Başkan’ın anahtar listesinin neredeyse firesiz biçimde geçmesi, kurultayın en önemli sonucuydu. Bu tablo, delegelerin “merkezle uyum, liderle bütünlük” iradesini açık biçimde ortaya koydu.

Ancak sonuçlar yalnızca destekleri değil, mesafeleri de gösterdi.

Son dönemde parti kamuoyunda daha görünür hale gelen, MYK tecrübesi bulunan ve Ankara merkezli siyaset yapan bir milletvekilinin ekibinin, delegeden beklenen ölçüde destek alamadığı dikkat çekti. Söz konusu isim PM’ye aday olmamasına rağmen, çevresinin aldığı sıralamalar parti içi karşılığın sınırlı kaldığını ortaya koydu.

Bu tablo, parti örgütünün popülerlikten çok örgütle kurulan doğrudan bağa önem verdiğini gösterdi.

PM ŞİFRELERİNDEN BİRİ: ANKARA MERKEZLİ SİYASETİN SINIRI

Kurultay sonuçlarının dikkat çeken başlıklarından biri de Ankara’da son dönemde ismi ve etkisi daha çok öne çıkarılan bazı milletvekillerinin, Parti Meclisi aritmetiğinde beklenen karşılığı bulamaması oldu. Merkez siyaseti, hukuki süreçler ve kulis görünürlüğü üzerinden yükselen bu profillerin, PM listesinde sınırlı bir etki yaratması, delegelerin tercih kriterlerine dair önemli bir veri sundu.

PM tablosu, örgütün ekran görünürlüğünü ya da Ankara merkezli temasları tek başına yeterli görmediğini; sahayla kurulan bağın, örgütsel emeğin ve tabanla kurulan doğrudan ilişkinin belirleyici olduğunu ortaya koydu. Bu sonuç, Parti Meclisi seçimlerinin yalnızca teknik bir liste yarışı değil, aynı zamanda örgütten alınan bir onay ya da mesafe göstergesi olduğunu bir kez daha gösterdi.

ÖRGÜT, 'KOMUTA' DEĞİL, 'UYUM' ARADI

PM listesinde üst sıralara yerleşen isimler; örgütten gelen, sahayla teması güçlü ve parti tabanında karşılığı olan profillerden oluştu. Buna karşılık son dönemde daha çok merkez siyaseti, hukuki süreçler ve ekran görünürlüğü üzerinden öne çıkan ekiplerin geride kalması dikkat çekti.

Delegelerin verdiği mesaj netti:

Örgüt; merkezle çatışan değil, merkezle uyumlu çalışan kadroları tercih etti.

KURULTAYIN ANA ŞİFRESİ

Bu kurultayın en net şifresi şuydu:

CHP delegesi, liderlik tartışmasını kapattı; kadro tercihini ise örgüt–merkez uyumu üzerinden yaptı.

PM sonuçları, parti içi bireysel çıkışlara değil, kolektif yürüyüşe alan açan bir yapının güçlendiğini gösterdi. Sokak siyaseti vurgusu önemli olmakla birlikte, örgütün asıl beklentisinin “sürekli sahada olmak kadar, partiyle uyum içinde olmak” olduğu ortaya çıktı.

SONUÇ

39. Olağan Kurultay, CHP açısından yalnızca bir seçim değil; örgütün kimi taşıyıp kimi sınırladığını gösteren açık bir röntgen oldu. Genel merkez kadroları güçlü biçimde desteklenirken, örgütle bağı zayıflayan ya da yalnızca popülerlik üzerinden siyaset yapan çevrelere mesafe konuldu.