Seçilmiş Cumhurbaşkanı Adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğunun 192'nci gününde CHP'nin 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitinglerinin 58'incisi İstanbul Küçükçemce'de düzenledi.
Meşruiyet tartışmaları nedeniyle TBMM'deki Yeni Yasama Yılı açılış toplantısını protesto eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Küçükçekmece mitingine yurttaşları, "Bize millet yeter! Bizim güvencemiz ne savcıdır ne hakim; bizim güvencemiz millettir, meydanlardır!" ifadeleriyle çağırmıştı.
Fevzi Çakmak Meydanı'nda düzenlenen mitinge yurttaşların yoğun katılım sağladığı görüntülendi.
CHP lideri Özgür Özel Küçükçekmece'de on binlerle buluştu.
YURTTAŞ SOĞUK HAVAYA RAĞMEN 'İRADESİNE SAHİP ÇIKIYOR'
Meşruiyet tartışmaları nedeniyle TBMM'deki Yeni Yasama Yılı açılış toplantısını protesto eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, on binlerin doldurduğu meydanda yurttaşlara seslendi.
"İstanbul'un güzel ilçesi Küçükçekmece'deyiz, Marmara'nın mavisini ayna gibi yansıtan Balkanlar'dan gelenlere Sefaköy'de kucak açan Cennet Mahallesi'nde neşeyi, Halklaı'da emeği büyüten, bugün bizleri bağrına basan Küçükçekmece'deyiz" diyerek sözlerine başlayan Özel, şöyle konuştu:
"Bugün akşam bu meydanda emekliler var, emekçiler var, gençler var, kadınlar var, sosyal demokratlar var, muhafazakar demokratlar var, milliyetçi demokratlar var, Kürt demokratlar var, sosyalist demokratlar var, sendikalar var, dernekler var, bugün burada Türkiye var! İyi ki varsınız!"
Meydanı dolduran yurttaşlara "Erdoğan sizi sevmez çünkü fakirsiniz" diyerek ekonomik sıkıntılara dikkat çeken Özel, "Size Erdoğan'la ortak noktamı söyleyeyim mi? Ben de fakir sevmiyorum. Bu yüzden onun gibi fakiri terk etmeyecek, milleti fakirlikten kurtaracağız" şeklinde konuştu.
ÖZEL 'SÖZ VERİYORUZ' DİYEREK AÇIKLADI
Yurttaşın içinde bırakıldığı ekonomik sıkıntılar üzerinden AKP iktidarına tepki gösteren Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakanlık döneminde kullandığı 'Al ananı da git' ifadelerini hatırlattı. Özel, "Size söz veriyorum ki bu memleketin başına, başına bu sonuncusu gibi çiftçiye "Al ananı da git." diyen değil, birincisi gibi "Sen milletin efendisisidir." diyen bir cumhurbaşkanı gelecek" diyerek konuşmasını sürdürdü:
"Dün resmi yoksulluk sınırı 91.000 liraya çıktı. Bu meydana soruyorum, kamera bir baksın. Bu meydanda 91.000 liranın altında geliri olanlar el kaldırsın. Bu meydan 91.000 liranın altında maaş alan, resmen yoksul olan 10 binlerle dolu. Peki, niçin yoksuluz? Çünkü ülkeyi yönetenler tercihini sizden yana, emekliden, emekçiden, esnaftan, çiftçiden, gençlerden yana değil zenginden yana kullanıyor.
Para isteyince yok diyorlar, kaynak yok diyorlar. Sadece 19 Mart darbesi için harcadıkları 160 milyar dolara dönün bakın, bu parayı emekliye verilen zammın tam 150 katını harcamış 19 Mart darbesine. Asgari ücreti 30.000 lira yapmak için gerekli işveren desteğinin tam 120 katını, çiftçiye ödenen desteğin tam 100 katını maalesef 19 Mart darbesi için 19 Mart'tan sonra bugüne kadar harcamış ama Kırk Haramiler'e gelince onlar vergi ödemezler, yandaş şirketlerin vergi borçları silinir ama ne zaman sıra vatandaşa gelir, o zaman vergiciler aslan kesilir.
Bakın, Türkiye'de 100 lira vergi toplanıyor, bunun 66 lirası dolaylı vergiler, yani bir fabrikatörle kapıdaki bekçi aynı vergiyi veriyor, neye? Elektriğe, suya, ekmeğe, doğalgaza, çocuğunun okul masrafına aynı vergiyi veriyor. %66. Türkiye'deki verginin %23'ü sizlerin maaşlarınızdan kesilen vergidir. Yaptı mı sana %89? Geriye kalan %11 sadece kâr edenden, kazanan şirketlerden, holdinglerden alınan vergidir.
Bir düşünün, bir memlekette 100 lira vergi alınacak, bunun 89'unu yoksullar ödeyecek, %11'ini zenginler ödeyecek. Olmaz olsun böyle düzen. Bu düzeni, bu düzeni yıkacağız. Bu düzeni değiştireceğiz. Adaletli bir vergi sistemi kuracağız. Çok verenden çok, az kazanandan az, hiç kazanmayandan hiç vergi almayacağız. Söz veriyoruz."
"MEŞRUİYETİ OKYANUS ÖTESİNDE ARARSAN PERİŞAN OLURSUN"
Yurttaşların "Hükümet istifa" sloganları üzerine Erdoğan'ın fevkaladenin fevkinde geçti diyerek bahsettiği Trump görüşmesini hatırlatarak iktidara yönelik eleştirilerini sürdüren Özel, "Eğer sen meşruiyeti okyanus ötesinde, Amerika'da Trump'tan ararsan Küçükçekmece'de böyle perişan olursun" dedi.
Özel, "Trump'a giderken hediye paketi yaptırmış, senin benim paramla 225 tane Boeing alıyor, fahiş fiyata Amerika'dan sıvılaştırılmış gaz alıyor. Trump istiyor diye Çin mallarına vergi arttırıyor, Amerikan mallarında vergiyi sıfırlıyor. Noluyor sıfırlayınca badem, pirinç, ceviz bunların Türkiye'deki üreticileri perişan oluyor. Amerikan viskisinden, otomobilinden vergiyi kaldırıyor yani bunlardan alacağı vergiden vazgeçiyor ama senden alacağı verginin bir kuruşundan vazgeçmiyor. Trump'a gelince var, vatandaşa gelince yok!" ifadelerini kullandı.
"ONLAR İÇİN VARSA YOKSA TRUMP'A YARANMAK"
"Erdoğan'a buradan soruyorum?" diyen Özel Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şöyle seslendi:
"Gittin geldin, Trump ne istediyse verdin. Peki Amerika'dan vatandaşın işine gelecek neyin aldın? Ne aldı hiçbir şey almadı! Ne almış, hesapta meşruiyet almış! Güya Amerika'nın Türkiye'deki elçisi olacak adam(Tom Barrack) diyor ki "Hiç aklımıza gelmedi, Trump bir dahi. Bu Erdoğan'ın meşruiyeti yok, Trump ona meşruiyet verecek, karşılığında ne istiyorsa alacak" Vallahi tam da dedikleri gibi oldu!
"Ayrıca Erdoğan bir televizyon kanalında "Trump Gazze savaşını bitiremedi" demiş ABD Dışişleri Bakanı, "Bunlar kapımızda bekler, 5 dakika görüşme için yalvarırlar. İşte bu hafta Erdoğan, görüşmeye geliyor" diyerek Erdoğan'ı aşşağılıyor. Maalesef bu ülkede, bu ülkenin Cumhurbaşkanına bu lafalr söylenince bizim ağrımıza gidiyor da bu adamların umurlarında olmuyor! Çünkü varsa yoksa "İktidara tutunmak, Trump'a yaranmak""
ÖZEL'DEN GAZZE KONUSUNDA AKP'YE UYARI
ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile anlaşmaya vardığı Gazze Planı'na da değinen Özel, plana destek veren hükümeti de uyararak şöyle konuştu:
"Biz Filistin'de zulmün, soykırımın bitmesini isteriz, insani yardımların bitmesini isteriz, Gazzelilerin Gazze'de kalmasını isteriz ancak Amerikalıların yine 100 yıl öncesinde olduğu gibi İngiltere ile oturup Filistinlilere sormadan yaptığı bu planın sonunda kanın durmasına evet ancak rahmetli izzet Begovic'in dediği gibi "Bu adil bir barış değil ama en kötü bir barış da olsa savaştan iyidir" diyerek bütün dikkatimizle oraya bakıyoruz.
"Ancak orada ABD-İngiltere'nin Filistinlilere sormadan yaptıkları planla, Irak'ın işgaline onay veren Tony Blair'i oranın başına oturtmakla, Birleşmiş Milleter'e sadece insani yardım dağıtımı görevi vermekle barış kurulu kurup oranın başına Trump'ı oturtmakla, Gazze'de sorunlar çözülmez!"
"Biz gözümüzü dört açarak dönüp buralara bakıyoruz ve hükümeti uyarıyoruz. Biz Filistin meselesinde Trump'ın çizdiği sınırların içinde değil Bülent Ecevit'in Yasser Arafat ile çizdiği dostluğun peşindeyiz."