Güncel

CHP lideri Özgür Özel, gizli tanık Meşe açıklaması! Bombayı patlattı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kabataş Meydanı ve Transfer Merkezi 2. Etap Açılış Töreni'nde konuştu. Özel, dün Ekrem İmamoğlu'nun yanında olduğunu bu projeden çok mutlu olduğunu dile getirdi. Özel, İmamoğlu'nun mesajlarını ve selamlarını iletti. Özel, İBB iddianamesindeki Meşe ve İlke isimli gizli tanıklarla ilgili bombayı patlattı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın suçüstü yakalandığını söyledi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kabataş Meydanı ve Transfer Merkezi 2. Etap Açılış Töreni'nde konuştu.

Özel, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın gizli tanık açıklamasına yanıt verdi.

Loading...

Özel şunları söyledi:

Suçüstü yakalandılar. Bu Allah'ın bir lütfu. Savcılık dün açıklama yaptı. Gizli tanık İlke 18 Kasım 2024'te ifade vermiş. 19 Mart'ta Ekrem Başkan'a sorulan sorularda Meşe, Ladin ve Çınar vardı. O gün İlke diye biri yok. Meşe'ye sözler vermişler, sözleri tutmayınca, Meşe 'konuşurum, gerçekleri anlatırım' deyince, Meşe'yi çıkarmışlar. Meşe'nin çektiği ifadeleri İlke'ye yazmışlar. Meşe, 17 Mart'ta "Reklam İstanbul'un asıl yatırımcısı Murat Ongun ve Serdal Taşkın" demiş. İddianamede Meşe yok, aynı ifadeyi satır satır İlke'ye yazmışlar.

Meşe, "Gazetecilere para veriliyor" demiş. İddianamede Meşe yok, iddianamede bu ifadeye İlke yazmışlar.

Meşe ve İlke'nin ifadeleri noktasına virgülüne kadar aynı.

Özel'in konuşmasından bazı kısımlar şöyle:

"Birileri dalga dalga operasyonlar yapsa da belediyelerimiz hizmet üretmeye devam ediyor. 19 Mart'tan sonra bir direnişi beraber gerçekleştiriyoruz.

Buradan ilanen söylüyorum; soruşturma güya gizliydi. Avukatlara bile çok kısıtlı bilgiler veriliyor. Kendi ifaden dışında hiçbir şeyi göremiyordun ama iki güne bir bir büyük yalan söylediler, iftira attılar, haysiyet cellatlığına giriştiler. Şimdi karşımıza nihayet iddianame ile çıktılar.

İddianameyi ikiye ayıralım. Bilinmedik bir şey yok, bilmediğimiz bir şey yok ama bildiğimiz bir şey de yok. Her gün yandaşlara ne sızdırdılarsa son gün ansiklopedi gibi iddianame diyorlar. Güya soruşturmada gizlilik vardı, yandaş basına sızdırdıkları her şey iddianamenin içinde. Olmayan şeyse kanıtlayacağız, ispatlayacağız, sözde yapmayızlar... 2 Eylül günü söyledi, 'Tanık beyanı ile tutuklu olan kimse yok. Varsa söyleyin, yarın salalım' dedi. Başta Kadriye Kasapoğlu, Mehmet Pehlivan, Kadir Öztürk, Sadri Caner Kırca, Hüseyin Yurttaş ve daha niceleri sadece tanık beyanıyla şu anda tutuklular. Sözünüzün eriyseniz onlarca arkadaşımızı derhal serbest bırakmanız lazım.

İddianamede kanıt da var diyordu, kanıtlanmış tek kör kuruş yok. Ekrem Başkan'ımıza dair, namuslu devlet bürokratlarımıza dair bir kör kuruş ne ispat ne kanıt hiçbir şey yok. Hatırladığım kadarıyla var, -mış, -miş var. Duydum var. Olabilir var. Ben böyle düşünüyorum var. Hissettim var. Ortada bir tek kanıt yok ama kanıt olmayınca ne var ortada? Ekrem Başkan'ın oğlu para istemiş, resmi hesabından para istemiş. 772 bin liraya 6 metrelik bir tekne almış 27 yaşındaki oğlu kendisine. Bir daire 20 milyon, yani 30'da biri bir dairenin. Anadolu Ajansı sehven TRT yanlışlıkla 772 milyon lira yazmışlar. İddianamenin ilk günü yazdılar. Dekont söylenenin binde biri. Uğraştık, aradık. Dün benim konuşmamdan sonra kaldırdılar. Özür dileyin dedik, kaldırdık işte özür diletmeyin dediler.

Hakan Bahçetepe'nin Gaziosmanpaşa Belediyesi'ndeki kasasından dolarların çıkarıldığı görüntüler vardı. Hemen olay tutanağını istedim, bu paranın ne işi var belediyede dedim. Tutanak geldi; mühür var, hard disk var. E para? TRT'yi aradık, Anadolu Ajansı yolladı dedi. Anadolu Ajansı da elimize görüntü ulaşmamıştı, stok görüntülerden yolladık dedi. FETÖ'cülerin AK Partililere verip de AK Partililerin paraları çıkardığı görüntüleri sanki şimdinin görüntüleri gibi yolladılar.

Mustafa Akın'ın yayladaki kasasından 48 tek mermi çıktı ruhsatlı beylik silahına ait. Bir kuruş para yok. Orada Euro gösterdiler, Gaziosmanpaşa'da dolar gösterdiler. İddianame çıktı, ikisinin de kasasından hiçbir şey çıkmadığı ortaya çıktı. TRT'den Anadolu Ajansı'ndan, a Haber'den, TGRT'den özür diliyoruz, kandırıldık diyecek haysiyetli yönetici bekliyorum. Bunların hepsini birden organize eden Recep Tayyip Erdoğan'dan açıkça özür bekliyorum.

İşin özünü, sözünü kimse çarpıtmasın. Bunların sonunda Cumhuriyet Halk Partisi'ne kapatma davası açmaya çalıştı hadsizler. Millet bir ayağa kalktı, 'Savaş meydanında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu partiyi Kenan Evren kapatamadı, sen mi kapatacaksın' dedi. Alnını karışladı bunların! Bir yanda Başsavcılık'tan hemen yazı; 'Bizim kapatmayla ilgili bir şeyimiz yok, bildirim yaptık.' Millet daha beter yüklendi, 'Biz kapat demedik, sadece görevimizi yaptık.' Yazdıkları yazı çıktı ortaya. Anayasa'nın parti kapatma maddelerini hatırlatan yazılarını savcılıktan kendi rekabet halinde oldukları savcı sızdırdı, meydana yolladı.

Tayyip Bey bazen diyor ya 'Bu Allah'ın lütfu' diye, dün akşam nota bakmadan konuşurken dilim sürçmüş, 'meşe' diyeceğime 'çınar' demişim. Allah'ın bir lütfu. Çınar desem susup oturacaklar. Meşe diye bir yalancı şahit vardı diyeceğime Çınar demişim. Odunların adını karıştırmışım. Meşe diyeceğime Çınar deyince hemen bir açıklama yaptılar. 'Çınar diye bir gizli tanığın beyanını geri çektiği, sonra intihara giriştiği söylendi. Böyle bir şey yok' derken açıklama yaptılar. İlke, 18 Kasım 2024'te ifade vermiştir diye.

Öyle bir suçüstüyle karşı karşıyayız ki; 19 Mart tarihinde 3 tane gizli tanık vardı. Meşe, Ladin, Çınar... Bugün 15 tane gizli tanık var. Ama 19 Mart'ta onlara söylenen ifadelerde Meşe, Ladin, Çınar, özellikle Ekrem Başkan'a dünya kadar Meşe ifadesi. O gün İlke diye biri var mı, yok. O gün Meşe diye biri var. O Meşe'ye bir sözler vermişler. Meşe 7'nci kata girememeye başlayınca, verilen sözler tutulmayınca, Meşe artık gizli tanık olabilecek özelliği kaybetmiş. 'Konuşurum' demiş, 'Doğrusunu anlatırım. Beni kandırdınız' demiş.

Beyefendiler iddianameyi yaparken Meşe'nin ifadelerini çıkarmışlar. İddianamede şimdi Ekrem Başkan ve arkadaşlarına sorulan Meşe ifadelerinin hiçbiri yok. Meşe yok, yerine İlke'yi koymuş. 31 Mart'ta İlke yoktu, şimdi diyor ki 18 Kasım 2024'te İlke ifade verdi. Meşe'nin çektiği ifadeleri İlke'ye şarj etmişler. O yalanları İlke diye yazmışlar. Suçüstü yakalanmışlar.

Gizli tanık Meşe 17 Mart'taki ifadesinde, Reklam İstanbul isimli şirketin asıl yatırımcısının Murat Ongun ve Serdal Taşkın olduğuna dair elimde ses kaydı var demiş. Bunu bizim arkadaşlara sormuşlar. İddianamede Meşe diye biri yok. Bu ifadeyi İlke diye birinin verdiğini söylüyorlar satırı satırına. İddianamenin 203'üncü sayfasında İlke bunu söyledi diye tekrarlıyorlar. Meşe gitmiş, yerine İlke gelmiş. Aynı sayfada aynı kopyala yapıştırlar Emrah Bağdatlı üzerinden para dağıtımı yaparlar, ben bunu biliyorum demiş Meşe. Meşe ile anlaşamamışlar gitmiş, oraya İlke yazmışlar.

En çarpıcılarından biri de gazetecilere atılan iftiralar Meşe'nindi. Gazetecilere size para veriliyor, ona göre yazıyorsunuz diye Meşe söylemişti. Meşe apar topar atılınca yerine İlke yazmışlar. 19 Mart günü ifadeler varken o gün söylenen cümle o gün olmayan İlke'ye bugün yazılıyorsa, Meşe çıkarılıyorsa ifade Meşe'nin mi, İlke'nin mi yoksa bu bir iftira mıdır? Gizli tanık vazgeçince gizli tanık mı değiştirilmiştir? Noktasına virgülüne kadar aynı ifade, arada 8 ay fark var. Demek ki sözün gerçekliği yok, iftiraya sahip aranıyor.