CHP'nin 4-5 Kasım 2023 tarihinde yapılan 38. Olağan Kurultayı’nın iptali istemiyle açılan davada beşinci duruşma bugün Ankara'da görülecek. Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, önceki duruşmalarda yaşanan yoğunluk nedeniyle bu kez daha büyük bir salon talep etti. Bu talebin ardından duruşmanın Dışkapı Adliyesi Z-10 numaralı salonda görülmesine karar verildi.

15 Eylül tarihinde görülen son duruşmada, davayı açan eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve avukatı, “Özgür Özel ve yönetimi görevden alınsın, yerine Kemal Kılıçdaroğlu ve eski kurullar iade edilsin” talebinde bulundu. Ancak mahkeme duruşmanın kararsız bir şekilde 24 Ekim tarihine, yani bugüne ertelenmesine karar vermişti.

CHP'nin 4-5 Kasım 2023'te gerçekleştirdiği ve Özgür Özel'in Kemal Kılıçdaroğlu'nu yenerek genel başkan seçildiği 38. Olağan Kurultay ve 6 Nisan 2025'teki 21. Olağanüstü Kurultayı ile ilgili toplam altı dava açılmış ve hepsi Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde birleştirilmişti.

Dava öncesinde adliye önündeki sakinlik dikkat çekti. Adliye önünde sadece basın mensupları yer aldı.

Adliye muhabirleri ve avukatlar duruşmanın yapılacağı salon önüne erken saatlerde geldi.

M1-14

Duruşma yoklama ile başladı. Dosyaya gelen evraklar okundu.

Mahkemenin bir önceki celsede davacılarla ilgili 'ihraç' sorusu yanıt buldu.

Davacıların hepsinin partiden ihraç edilen isimler olduğu dile getirildi.

CHP'nin avukatı Çağlar Çağlayan davacı tarafın dilekçesine itiraz olarak," CHP Genel Başkanının yanıltıcı bilgiyi yayma ve toplumda kaos yayma ile suçlandığı ve yine mahkemenizin gizli bir karar verdiği yönünde beyanının bulunduğu ve Ekrem İmamoğlu'nun bir oldu bittiye getirilerek kendini aday ilan ettirildiği yönündeki beyanlar dosya konusuyla isabetsizdir. Anadolu’daki bir mahkemenin tedbire ilişkin bir karar verildiği yönünden kamuoyunda söylentiler olduğunu belirtmiştir." dedi.

Davacı vekili karar beklediklerini, dosyanın tekemmül ettiğini söyledi.

Davacı vekili şöyle devam etti:

Ayrıca adi yargılanma ve eşit savunma hakkı çerçevesinde beyanda bulunma hakkımı kullanmaktayım ancak izleyicilerin sürekli olarak sözümü kesmesi yüksek sesle müdahalede bulunması ve zaman zaman tehditler veya küçültücü ifadeler kullanması nedeniyle savunma hakkımızı kullanmamız etkilenmektir. Bu davranışlar Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkına ve CMK‘nın 27. maddesinde düzenlenen tarafların eşitliği ilkesini açıkça aykırı. Bu nedenle taraflar arasında eşitliği ve saygıyı temin etmek adına karşı tarafın duruşma düzenini bozan tutumları hakkında gerekli uyarının yapılmasını aksi halde beyanda bulunmamın imkansız hale geldiğinin geçirilmesini talep ediyoruz.

CHP’nin avukatı Çağlar Çağlayan davanın reddini istedi.

Lütfü Savaş’ın avukatı ise davanın kabul edilerek kurultayın iptalini, Özgür Özel’in yönetimden uzaklaştırılması ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun 'mutlak butlan' ile dönmesini istedi.

Veli Ağbaba: Tek sesli medya hayali!
Veli Ağbaba: Tek sesli medya hayali!
İçeriği Görüntüle

Önceki duruşmada mahkemenin istediği tüm belgeler dosyaya girdi. Araştırılacak başka bir konu veya toplanacak başka delil kalmadı.

Kurultay iradesinin ihlal edildiğini seçimlere 'hile' karıştırıldığını iddia eden Savaş'ın avukatı, "Özgür Özel bir televizyon programında, Cumhurbaşkanı'nın CHP kurultayındaki şaibe iddialarına cevaben 'sana ne be sana ne' diyerek ikrarda bulunmuştur. Şaibe olmasaydı, şaibe olmadığını ispat ederlerdi." dedi.

Savaş'ın vekili şunları söyledi:

Toplumsal yaşam ve kamusal düzen açısından bu denli hayata öneme sahip bir siyasi partinin karar organlarının meşru vasıta ve yollardan belirlenmesi kamu düzenini korumak için olmazsa olmaz bir zorunluluktur.

Hukuk böylesi bir gayrihukuki girişime kayıtsız kalamaz, himaye edemez. Hukuka aykırı fiiller sakatlanan kurultay 'mutlak butlan'la batıldır.

38. Olağan Kurultayı sakatlayan ikinci sebep kurultayda oy kullanan delegasyonun hukuka aykırı şekilde teşekkül etmiş olmasıdır. Kurultayın sonucu üzerinde hayati etkiye sahip olan İstanbul İl Kongresi ile belirlenen 196 doğal kurultay delegesi İstanbul Kongresi'nde Büyük Kurultay'da benzer şekilde yapılan çok failli usulsüzlük nedeniyle görevden uzaklaştırılmıştır. Büyük Kurultay sonucunu Özgür Özel lehine oyunu değiştiren ve değiştirebilecek sayıda delegenin İstanbul delegesi olarak oy kullanma olanağı elde ederek Büyük Kurultay sonucunu sakatladığı tartışmasız bir gerçektir. Bu durum kurultayın batıl olduğunu ortaya koymaktadır.

Savaş'ın avukatı Berhan Şimşek'in adaylığının kurultayda engellendiğini ve partiden ihraç edildiğini söyledi. Davacı avukatı şaibelerin ortadan kalkmadan yapılacak kongre ve kurultayların geçersiz olduğunu iddia etti. Özgür Özel ve yönetiminin aldığı tüm kararların iptal edilmesini talep etti. MYK, PM ve YDK üyelerinin görevden uzaklaştırılmalarını istedi. 4-5 Kasım'daki kurultayın da yok hükmünde sayılması gerektiğini belirterek Kemal Kılıçdaroğlu ve yönetiminin tekrar göreve getirilmesini istedi.

Y1-125

Davacı vekilin sözlerinin ardından Çağlar Çağlayan, "Söylenen bir söz çarpıtılarak kamuoyunda dava kabul edilmiş gibi davranılabilir mi? O konuşmayı dinleyen herkes, müvekkil siyasi partinin iç işlerine karışmasına sayın genel başkanın tepki gösterdiğini anlardır." diyerek yanıt verdi.

Y2-24

Çağlayan sözlerini "Beyanlarında laf oyunu var, çarpıtma var, hamaset var ama hukuk yok." diyerek sürdü.

B1-89

Lütfü Savaş'ın avukatı davayı takip edenlere de sataşmada bulundu.

B2-45

Çağlar Çağlayan, Lütfü Savaş'ın avukatının sözleriyle ilgili “Beyanlarında laf oyunu var, çarpıtma var, hamaset var ama hukuk yok. Farklı kurultaylar birbirinin meyvesi falan değildir, İstanbul Delegelerinin usulsüz olduğunu biz de mahkeme de kabul etmiyor. Ayrıca İstanbul delegelerinin oy kullanmadığı kurultaylar da yapıldı sonuç aynı çıktı. Lütfü Savaş başta olmak üzere davacıların husumet ehliyetleri yoktur. Parti üyesi değildirler” dedi.

C1-117

C2-44

C3-12

Çağlar Çağlayan, davanın konusunun kalmadığına dikkat çekerek şunları söyledi:

Hali ile tüm kurultay delegelerinin değişmiş olması nedeni ile artık eski kurultay delegelerimiz de görevde değildir. Hem olağanüstü kurultay hem de olağanüstü il kongresinin gerçekleşmiş olması, bunların zorunlu olmasa da delege çağrısı ile gerçekleşmiş olması, aynı zamanda il kongrelerini tamamlayıp kurultay delegelerinin seçilmiş olması yanında bir gerçek de CHP'nin 39. Olağan Kurultay başvurusunu yapmış olmasıdır. Tüm bu maddi gerçekler yargılama sonunda kurulacak hükmün ağa çıkaracağı sonucu her iki ihtimalde de gerçekleştiğini göstermektedir. Hukuken doğru olmadığını düşündüğümüz bir kongre iptal kararı verilebilecek olsa dahi nihayetinde yapılması gereken derhal bir kongre yapılmasıdır. Ne sıfatla olursa olsun kongre gerçekleşmiş delegelerin önüne sandık konulmuş ve seçim gerçekleşmiştir. Son olarak davanın başından beri davacıları davaların tümünde talep mevcut yönetimin kaç defa kongre ile seçilmiş olursa olsun yerinden kaldiniması ve partiyi bunların yönetmemesidir. Bu davalarda amaç herhangi bir kongrenin iptali veya yenilenmesi değil partiyi kimin yöneteceğine herhangi bir süre olmaksızın mahkemenin karar vermesidir. Hali ile daha önce de beyan ettiğimiz üzere istem iyi niyet kuralları ile bağlamamaktadır. Bu nedenler ile biz dayanın reddine karar verilmesini talep ederiz.

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, 4-5 Kasım 2023’te yapılan CHP 38. Olağan Kurultayı’nın iptali istemiyle açılan davayı aktif husumet yokluğu ve davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle reddine karar verdi.

İşte alınan kararlar:

Ooo-2

B B-1

K

Dava sonrasından Lütfü Savaş'ın avukatı Onur Yusuf Üregen karara itiraz edeceklerini açıkladı.

CHP'nin avukatı Çağlar Çağlayan duruşma sonrasında şu açıklamayı yaptı..

CHP için duruşma salonunda bulunan avukatlar davanın reddinin ardından duruşma salonu önünde tarihe not düşmek için fotoğraf çektirdi. İşte o fotoğraflar...

M1-15

M2-4