CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, sabah saatlerinde gerçekleşen gözaltı operasyonunun ardından Beyoğlu Belediyesi önünde açıklamalarda bulundu. "Milli irade 31 Mart’ta tecelli etmiş, Beyoğlu halkı kararını vermiştir. Bu karara rağmen nasıl dolaşacaksınız Beyoğlu’nda? Yine 'iftira at, kurtul' düzeninin bir parçası olarak İnan Güney’e bir şafak operasyonu gerçekleştirilmiştir. Tıpkı daha önceki belediye başkanlarımıza yapıldığı gibi. Buradan Türkiye kamuoyuna açık ve net bir şekilde ifade etmek isterim: 300 gündür söylüyoruz ki Türkiye’de bir 'iftira at, kurtul' düzeni kurulmuştur. İnsanlar gözaltına alınıyor, ardından cezaevinde savcı karşısına çıkarılıyor" diyen Çelik açıklamasında şunları söyledi:
“Bugün yine güne bir şafak operasyonuyla uyandık”
"300 gündür ülkemizi alıştırmaya çalıştıkları gibi, bugün yine güne bir şafak operasyonuyla uyandık. Şu anda Beyoğlu Belediyemizin önündeyiz. Bugün, bir şafak operasyonuyla Beyoğlu Belediye Başkanımız İnan Güney’i, ailesinden bazı kişileri, Beyoğlu Belediyesi’nde çalışan bazı bürokratları ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde görev yapan, insan kaynakları danışmanlık yapan Yiğit Oğuz Duman başta olmak üzere, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bazı bürokratlarını ve emekçilerini gözaltına aldılar. Biz şu anda milletvekillerimizle, ilçe başkanlarımızla, yöneticilerimizle, meclis üyelerimizle ve Beyoğlu’ndan komşularımızla birlikte Beyoğlu Belediyesi’nin önündeyiz.
“İnan Güney kimdir”
Öncelikle, İnan Güney kimdir, kısaca bundan bahsetmek isterim. İnan Güney’in dedesi, Beyoğlu sokaklarını süpürmüş bir belediye işçisidir. Babası ise Beyoğlu Belediyesi’nde çalışmış, şoförlük yapmış bir işçi, bir emekçidir. İnan Güney, Beyoğlu Belediyesi’nin garajlarında, koridorlarında büyümüş bir insandır. Çocukluk döneminde Beyoğlu Belediye Başkanı olmayı hayal etmiş ve bu hayalini gerçekleştirmek için çok çalışmış kıymetli bir yol arkadaşımızdır. Üniversite eğitimini tamamlamış, yerel yönetimler konusunda yüksek lisans yapmış, oturduğu Beyoğlu ilçesinde partimizin çeşitli kademelerinde görev almıştır. Beyoğlu’nda ilçe başkanlığı yapmış, ardından çocukluk hayalini gerçekleştirmek için meclis üyesi seçilmiş, yerel yönetimler alanında kendini geliştirmiştir. 31 Mart 2024 seçimlerinde, 30 yıllık bir hasrete son vererek Beyoğlu Belediyesi’ni kazanmıştır.
“O Beyoğlu halkının gönlünde taht kurdu”
İnan Güney, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 31 Mart’tan bugüne kadar yaptığı tüm kamuoyu araştırmalarında ve anketlerde, Türkiye’nin ve İstanbul’un en başarılı ilçe belediye başkanlarından bir tanesidir. 31 Mart’tan bu yana Beyoğlu’nda neler yaptı İnan Güney? Sosyal belediyecilik uygulamaları hayata geçirdi. Emekli evleri açtı. Beslenme çantası projesini başlatarak dar gelirli ailelerin çocuklarının beslenme çantasını doldurdu. Her gün on binlerce insana yemek ulaştırmak için aşevini yeniledi ve güncelledi. Beyoğlu’nun ihmal edilmiş yeşil alanlarını yeniden düzenledi. Deyim yerindeyse, gecesini gündüzüne katarak Beyoğlu halkına hizmet etti. Beyoğlu zaten geçmişte de onu tanıyordu. Ama 31 Mart’tan itibaren Beyoğlu halkı İnan Güney’i bağrına bastı ve o Beyoğlu halkının gönlünde taht kurdu.
“Beyoğlu’yla ilgili hiçbir şeyle suçlayamıyorlar”
İnan Güney’in Beyoğlu halkının ve Kasımpaşa sakinlerinin gönlünde taht kurması belli ki bazı çevreleri rahatsız etti. Son dört beş aydır düzenli olarak İnan Güney’i hedef göstermeye devam ediyorlar. Peki nerede hedef gösteriyorlar? Havuz medyasında. İki gün önce bir gazetenin manşetinde, hiçbir maddi ya da somut delil sunulmadan İnan Güney’in fotoğrafı o paçavra gazetenin manşetine taşıdı. Aylardır televizyon ekranlarında, iktidar güdümlü medya organlarında ellerinde çubukla İnan Güney’in fotoğrafını göstererek 'Beyoğlu’na operasyon' diyerek hedef gösteriyorlar. Aylardır sosyal medyada da aynı şekilde hedef gösteriliyor. Ancak 31 Mart’tan bu yana, İnan Güney’in Beyoğlu Belediye Başkanlığı görevine dair hiçbir somut suçlama ya da iddia ortaya koyamıyorlar. Beyoğlu’yla ilgili hiçbir şeyle suçlayamıyorlar.
“Biz de neden çağrıldığını hâlâ anlayabilmiş değiliz”
Ne diyorlar? Daha önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde meclis üyesiydi. İBB’deki bazı dosyalarla ilgili, adının geçmesiyle ilgili iftira ortaya atıyorlar. Daha önce görev yaptığı bir başka belediyedeki bir şirketle ilgili iftiralar ve iddialar üzerinden bir süreç yürütmeye çalışıyorlar. Oysa İnan Güney, yönettiği o şirketi batık durumdan çıkarıp kara geçirmiştir. Herkes gidip inceleyebilir. Kendi döneminde tüm SGK borçlarını eksiksiz şekilde ödemiş, şirketi düzlüğe çıkarmıştır. Peki dört beş aydır ne dediler? Önce 'Kent Uzlaşısı' dediler, hiçbir şey tutturamadılar. Sonra İstanbul İl Kongresi’nde oy kullandırma konusunda birilerine menfaat teklif edildiği iddiasını ortaya attılar. Ses kaydında birkaç kişinin sesi vardı, İnan Güney’in fotoğrafı da yer alıyordu. Savcılığa çağrıldı, ifade verdi. Savcı, İnan Güney’in yüzüne bakarak 'Başkanım, bu ses kaydında sizin sesinizle ilgili tek bir kelime bile yok. Ama fotoğrafınız olduğu için sizi çağırdık' dedi. Biz de neden çağrıldığını hâlâ anlayabilmiş değiliz.
“Beyoğlu Belediyesi’nden Aziz İhsan Aktaş’a verilmiş tek bir ihale bile yok”
Başka ne dediler? Mustafa Mutlu isimli bir ihale danışmanının Beyoğlu’nda görev yaptığını iddia ettiler. Oysa İnan Güney, bu kişinin odasının kapısını çilingirle açtırarak görevine son vermiştir. Sonra başka bir şey dediler: Aziz İhsan Aktaş isimli bir kişiyi 'suç örgütü lideri' diye gözaltına aldılar. Ardından onun yazdığı iftiralarla serbest bıraktılar. Bu kişinin iftiralarıyla başka belediye başkanlarımızı tutukladılar. Gaziosmanpaşa’yı, Avcılar’ı... Dediler ki: 'Aziz İhsan Aktaş’ın iftiranamelerinde Beyoğlu Belediyesi’nin adı geçiyor.' Oysa Beyoğlu Belediyesi’nden Aziz İhsan Aktaş’a verilmiş tek bir ihale bile yok.
“İnan Güney, Beyoğlu halkının sevgilisi olmuştur”
Başka ne yaptılar? İnan Güney bir müdürü görevden aldı, yerine daha verimli çalışacağını düşündüğü birini getirdi. Görevden alınan kişiyi çağırdılar, 'Muhtemelen ona düşman olmuşsundur, hadi bize bir şey söyle, bir iftira yaz' dediler. O da 'Yok bir şey, ne söyleyebilirim ki?' dedi. Her gün gözaltına alınan insanlara İnan Güney’i sordular. Başka başka yerlerden insanları gözaltına alıp İnan Güney’i sorguladılar. Biz neyin peşinde olduklarını biliyoruz. Dertleri Beyoğlu’nu kaybetmenin acısı. Dertleri Kasımpaşa’yı kaybetmenin acısı. Ben de İnan Güney gibi Beyoğlu’nun sokaklarında çok dolaştım. İstiklal Caddesi’nde, Örnek Mahallesi’nde, Halıcıoğlu’nda, Kasımpaşa’da... Beyoğlu halkı İnan Güney’i bağrına basmıştır. İnan Güney, Beyoğlu halkının sevgilisi olmuştur.
“Türkiye’de bir “iftira at, kurtul” düzeni kurulmuştur”
Bu operasyonun talimatını verenlere soruyorum: Kasımpaşa’da nasıl dolaşacaksınız siz? Bu mudur Kasımpaşalılık? İstiklal Caddesi’nde, Beyoğlu sokaklarında nasıl dolaşacaksınız? Milli irade 31 Mart’ta tecelli etmiş, Beyoğlu halkı kararını vermiştir. Bu karara rağmen nasıl dolaşacaksınız Beyoğlu’nda? Yine 'iftira at, kurtul' düzeninin bir parçası olarak İnan Güney’e bir şafak operasyonu gerçekleştirilmiştir. Tıpkı daha önceki belediye başkanlarımıza yapıldığı gibi. Buradan Türkiye kamuoyuna açık ve net bir şekilde ifade etmek isterim: 300 gündür söylüyoruz ki Türkiye’de bir 'iftira at, kurtul' düzeni kurulmuştur. İnsanlar gözaltına alınıyor, ardından cezaevinde savcı karşısına çıkarılıyor. Savcı diyor ki: 'Bizim istediğimiz gibi ifadelerin altına imza at, yoksa çocuklarını uzun süre göremezsin. Özgürlüğüne kavuşamazsın.' İnsanlar çocuklarını görememekle, özgürlüklerinden mahrum kalmakla tehdit ediliyor. Bazıları bu tehditlerin karşısında dimdik duruyor, bazıları ise boyun eğip iftiranamelerin altına imza atabiliyor.
“Bu iftiranamenin altına imza at, seni serbest bırakalım ya da ev hapsine gönderelim” diyorlar”
Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in geçen hafta yaptığı açıklamada, Mehmet Yıldırım isimli bir avukatla ilgili; dün ise AK Parti’de çeşitli görevlerde bulunmuş Mücahit Binici isimli bir avukatla ilgili kamuoyuna yaptığı açıklamalarda gördük ki bu düzen artık 'iftira at, üzerine para ver, kurtul' düzenine dönüşmüştür. Tekrar ediyorum: 300 gündür devam eden bu düzen, 'iftira at, mal varlığına göre para ver, kurtul' sistemine dönüşmüştür. Birinin yanına gidip iki milyon dolar istiyorlar, diğerinin yanına gidip dört milyon dolar... 'Şu kadar milyon dolar ver, bu iftiranamenin altına imza at, seni serbest bırakalım ya da ev hapsine gönderelim' diyorlar. Dün Sayın Genel Başkanımızın açıkladığı belgelerdeki ifadeleri veren kişinin daha önceki ifadelerinin geçersiz olduğunu, baskı altında verildiğini açıkça görüyoruz. Genel Başkanımızın açıklamaları, o kişinin önceki ifadelerinin amiyane tabirle 'çöp' olduğunun göstergesidir.
“Asla hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın”
Son olarak şunu ifade etmek isterim: Bu topraklarda 300 gündür büyük bir zulümle karşı karşıyayız. Bu sabah binaya girerken bir teyze bana şöyle dedi: 'Evladım, ben Cumhuriyet Halk Partili değilim ama İnan Güney’e oy verdim. Ne olacak bu durum?' Buradan o teyzeye söylediğimi tekrar ediyorum: Asla hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Asla hiç kimse karamsarlığa düşmesin. Zalimin zulmü ne kadar artmışsa, gideceği gün o kadar yaklaşmış demektir. Bu mücadele bir avuç insanın değil, milletin mücadelesidir. Bir tarafta siyasallaştırılmış yargı, tahakküm altına alınmış medya, Türkiye’nin kaynaklarını sömüren bir avuç iş insanı, RTÜK’ün başındaki kişi, İletişim Başkanlığı’nın başındaki kişi, bir avuç sosyal medya trolü… Diğer tarafta ise millet var. Nereden biliyoruz milletin ayakta olduğunu? Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, İstanbul’da ve Türkiye’nin dört bir yanında tam kırk beşinci mitingini yaptı. Her çarşamba İstanbul’da, her hafta sonu Türkiye’nin çeşitli illerinde…
“Beyoğlu halkına hizmet etmeye kaldığı yerden devam etmelidir”
Türkiye ayakta. Antalya ayakta. Adana ayakta. İstanbul ayakta. Edirne’den Kars’a, 81 il ayakta. Millet zulme karşı ayağa kalkmış durumda. Herkes şunu bilsin: Ne zaman millet bir avuç oligarka, bir avuç azınlığa karşı mücadeleye girişmişse, her zaman millet kazanmıştır. Bu zulüm karşısında yine millet kazanacaktır. Erken seçim sandığı gelecek, yine millet kazanacaktır. Son olarak şunu söylüyorum: İnan Güney bir an önce serbest bırakılmalıdır. İnan Güney bir an önce görevine dönmelidir. İnan Güney, Beyoğlu halkına hizmet etmeye kaldığı yerden devam etmelidir”
Kılınç açıklama yaptı
Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, İBB ve Beyoğlu Belediyesi danışmanları ve bürokratlarının şafak operasyonu ile gözaltına alınmasının ardından CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç da bir açıklama yaptı. Beyoğlu Belediyesi önündeki açıklamada, İnan Güney’in sahipsiz olmadığını söyledi.
Nuri Aslan'dan destek ziyareti
İBB Başkanvekili Nuri Aslan da öğle saatlerinde Beyoğlu Belediyesi'ne gelerek destek ziyaretinde bulundu.