CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Preveze Deniz Zaferi’nin 487’nci yıl dönümü ve Deniz Kuvvetleri Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, günümüzün stratejik denizcilik gündemine ve Deniz Kuvvetlerimizin sorunlarına da dikkati çekti. "Bölgesel bir güçten küresel bir aktöre dönüşen Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın gücüne güç katacak, 1990’lı yıllarda başlatılmış projelerin bir kısmının gecikmeli de olsa hayata geçirilmesi ayrıca gurur vericidir" diyen Bağcıoğlu, şu ifadelere yer verdi:
"Merhum Oramiraller Vural Bayazıt ve Özden Örnek’in büyük emekleri olan MİLGEM projesi kapsamında milli korvet ve fırkateynlerin hizmete girmesi, Deniz Kuvvetlerimizi güçlendirmiştir. ATMACA ve AKYA silah sistemleri harekât bağımsızlığımızın teminatıdır. Ancak 1990’lardan beri gündemde olan TF-2000 Hava Savunma Muhribi projesi, bölgemizde artan hava tehdidi dikkate alındığında hayati bir ihtiyaç olmasına rağmen 30 yıl gecikmeyle inşa aşamasına gelebilmiştir. Radarı ve elektronik sistemleri hazır olan bu gemilerin çok daha önce inşasına başlanmalı, hazır füze sistemleriyle testlere geçilmiş olmalıydı. Bugün hâlâ tasarım ve inşa sürecinin başında olmamız ciddi bir planlama hatasının göstergesidir.
"TÜRK DENİZ KUVVETLERİ İÇİN İNŞA EDİLEN GEMİLERİN SATILACAĞI YÖNÜNDEKİ İDDİALAR ENDİŞE VERİCİDİR"
Ayrıca, Türk Deniz Kuvvetleri için inşa edilen gemilerin satılacağı yönündeki iddialar endişe vericidir. Gemi satışı ekonomik kazanç sağlayabilir; ancak öncelikle Deniz Kuvvetlerimizin harekât ihtiyaçları karşılanmalı, güvenlik zafiyeti yaratılmamalıdır. Henüz hizmete girmeden gemilerin satılması, ihtiyaçların yanlış belirlendiği ya da tehdit algısında tutarsızlık yaşandığı sorularını gündeme getirmektedir. Türkiye’nin askeri ve özel tersaneleri, etkin bir planlamayla hem Türk Deniz Kuvvetleri hem de ihraç maksatlı eş zamanlı gemi üretimi gerçekleştirebilir.
Deniz Havacılığında SH-70 Seahawk helikopterlerinin yaşlanması ve Dikey İniş/Kalkış Yapabilen İnsansız Hava Aracı (DİHA) projelerindeki gecikmeler de acil çözüm bekleyen sorunlardır. Benzer şekilde, TCG Anadolu’nun asli görevi denizden ve havadan güç aktarımıdır. Ancak nakliye helikopterlerinin temin edilmemesi bu muazzam kabiliyeti ciddi şekilde sınırlamaktadır.
Bahriyemizin en önemli hasletlerinden biri olan vefa da son dönemde, özellikle son 3 yılda ihmal edilmiştir. Bugün gururla bahsettiğimiz projeler onlarca yıllık emek, yüzlerce subay, astsubay, işçi ve memurun katkısıyla hayata geçirilmiştir. Bu projelere katkı sağlayan geçmiş dönem komutanlarımızın ve personelimizin, sembolik de olsa, törenlere davet edilmesi en doğal beklentimizdir.
"GENÇLERİN ORDUYA KATILIMINI TEŞVİK EDECEK EKONOMİK VE SOSYAL TEDBİRLERİN BİR AN ÖNCE HAYATA GEÇİRİLMESİ ZORUNLUDUR"
Mavi Vatan kavramı da artık seçim ve iç politika malzemesi haline getirilmiş, özünden uzaklaştırılmıştır. Son 5 yıldır AB ve ABD baskısıyla Doğu Akdeniz’de araştırma ve sondaj yapılamaması, 2024’te Mavi Vatan Tatbikatı’nın Yunanistan’ın rahatsızlığı gerekçe gösterilerek iptal edilmesi, gayri askeri statüdeki adalar konusunda yüksek perdeden itiraz edilip sonrasında sessiz kalınması, geçtiğimiz hafta ise Ege Denizi’nde seyir duyurusu yayınlanıp Yunanistan itiraz edince araştırma faaliyetinden vazgeçilmesi bu durumun somut örnekleridir.
Ayrıca unutulmamalıdır ki, en gelişmiş harp araç ve sistemleri dahi onları kullanan insan unsurunun fedakârlığı ve kabiliyeti olmadan anlam ifade etmez. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçek kuvvet çarpanı; kendisini geliştirmiş, görevine adamış, vatan ve millet sevgisiyle Atatürk ilke ve ideallerine bağlı personelidir. Bu nedenle görevdeki personelin kurumsal aidiyetini ve etkinliğini artıracak, emeklilerin yaşam standartlarını iyileştirecek, gençlerin orduya katılımını teşvik edecek ekonomik ve sosyal tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi zorunludur.
Bugün, Türk milletinin emanet ettiği en modern sistemleri kullanan personel, emekli olduğunda büyük çoğunluğu yoksulluk, astsubaylarımız ve bir grup binbaşımız ise açlık sınırında maaş almaktadır. Bu kabul edilemez bir durumdur ve hatırlatmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Bu vesileyle, yurt içinde ve yurt dışında, Mavi Vatan’da, dünya denizlerinde, karada, havada ve su altında kahramanca görev yapan tüm Bahriyelilerimizi ve Leventlerimizi yürekten tebrik ediyorum. Başta ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, ebediyete intikal eden Deniz Kuvvetlerimizin fedakâr personeline Allah’tan rahmet diliyorum."