İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklandığı 23 Mart Tarihinden bu yana düzenli olarak gerçekleştirilen 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitingleri devam ediyor...

CHP'nin bugünkü adresi Silivri Cezaevinde bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'ün memleketi olan Trabzon.

CHP lideri Özgür Özel'in ve Ekrem İmamoğlu’nun çağrısıyla Trabzon’da on binlerce kişi miting alanını doldurdu.

Mitingde Özgür Özel'in konuşmasından önce Hasan Akgün ve Ekrem İmamoğlu'nun mektupları okundu.

Mitingde Ekrem İmamoğlu'nun eşi, Dilek Kaya İmamoğlu da bir konuşma gerçekleştirdi.

Ardından Özgür Özel kürsüye çıkarak Trabzon halkına seslendi.

ÖZEL: TRABZON HEM ÜZGÜN, HEM KIZGIN

Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Bugün buraya evladınıza yapılan darbeye karşı eylem yapmaya, sonuç almaya geldik.

23 Mart akşamı Saraçhanede toplandığımızda, 92 yaşına rağmen 72 dakika bizimle beraber ayakta duran Genel Başkanımız Altan Öymen'i kaybettik, rahmetle anıyoruz...

Altan Öymen, genç yaşlarından itibaren iyi eğitimi ile yüreğine gazetecilik meslek aşkı düşmüş. Ulus, Milliyet, Cumhuriyet gazetesinde görev yapan, her şey bir yana eğer bu mücadele Saraçhane, Maltepe ve 38'incisini yaptığımız Ekrem İmamoğlu'na özgürlük eylemleri sansürlenmediği içindir. Bugün bu yayını yapan ANKA Haber Ajansının kurucusudur. 1950 yılında 14 Mayıs günü CHP seçimleri kaybettiğinde Altan Öymen partiye gidip 15 Mayıs 1950'de kaydolan ve 75 yıl Genel Başkanlık dahil çok önemli görevleri yapan kalbi CHP ile atan Genel Başkanımızı minnetle ve rahmetle anıyorum. Trabzonumuzun başı sağ olsun.

Trabzon hem üzgün hem kızgın. Evlatları Ekrem İmamoğlu, Mehmet Murat Çalık, Hasan Akgün hemşerilerini hücrelerinden izliyorlar. Çalık'ın annesi, eşi, 12 yaşındaki evladı hastane bahçelerinden beklerken birileri ona zulmediyor. Erdoğan'a sesleniyorum. Oturduğunuz koltuğun son sahibisiniz. İlk sahibi işgal ordularının komutanına der ki 'Esir düştünüz. Sizinle savaşımız bitti.' Bir tarafta düşmanına bile insanca davranan bir lider. Bir tarafta Çalık'ın 12 yaşındaki çocuğuna, 84 yaşındaki anasına kıyan bir zavallı. Yazıklar olsun!

"120 BİN KİŞİ MİTİNG ALANINDA"

Erdoğan bu meydana geliyor. Oraya çekmiş olmamış bakmış dolmamış. Biri Erdoğan'a burayı göstersin. Bir kişi daha girecek adım atacak yer bulamadık göstersin. Taşımadan, zorlamadan nasıl iğne atacak yer kalmamış. Ey Erdoğan gör bakalım Trabzon'a ne olmuş! Ey Erdoğan bu meydanda 120 bin kişiyiz ve diplomanı sorguluyoruz.

(Sloganlar atıldı)

Madenler bölgenin doğasını katlediyor. Trabzon işsizlikten kurtulmak istiyor. Araklı'da Taşönü Çöp merkezinin kokusu şehrin belası. Yetki onlarda olmasına rağmen, İzmir'deki körfezin suçunu bize attılar. Büyükşehir de sizde iktidar da sizde. Araklı'daki kokunun sebebi kimde?

Yüksek mevkilerde Trabzonlular var ama bir faydası yok. Bir hafif raylı sistem yapamadılar. Bir tane Trabzonlu CHP'li İstanbul'a 10 tane metro yaptı. Demek ki beceremeyen Trabzonlular değil AKP'li Trabzonlularmış. Trabzonlular da boş durmadı. Ne yaptınız? Aldınız Ortahisar'ı verdiniz bu uşağa. Ahmet kardeşim nasıl? Memnun muyuz? (Sloganlar) Bir şeyi görüp AKP siyaseti ile CHP siyasetini kayda geçirmek isterim. 18 milyon liraya Ahmet'in dağıttığında az iftar dağıtmışlar. Ahmet yüzde 50 arttırmış. 18 milyon yerine de 9 milyon fatura çıkmış. İki kişiye değil 3 kişiye daha iyi yemeği ucuza mal etmek. Bir tarafta iftar sofrasından rant devşirenler bir tarafta yoksulun, fakirin, fukaranın hakkını gözeten CHP'nin evladı.

"ADALETSİZ ADİL EFENDİ KAYYIMCI ÇIRAĞI"
Erdemliler hareketi diyerek çıktılar zenginler kulübüne dönüştüler. Trabzon bu kibirlilerin düşen maskelerini gördü. Bizim canımız yanmış. Bayram bayram onun köyüne gelmişiz. Gençler buraya bir stant açmışlar. Ben gidince kayyumcu çırağı var. İBB'ye kayyum atanacak. Adaletsiz Adil efendi de paraşütle oturacak. Çıkmış diyor ki CHP bu meydana çağrı yaptı da kalabalık toplayamadı. Kızıyorum yuhalamaya ama bazılarını yuhalatıyorum. Şimdi de Trabzonlu olup siyaset yapacaksın, darbeyi bekleyip onun yerine talip olacaksın. Kayyımcı çırağı Adil'e yazıklar olsun! (Sloganlar)

En düşük emekli maaşı 2002 yılında 8 çeyrek alıyordu şimdi 2,5 çeyrek alıyor. En düşük memur maaşı 14 buçuk çeyrek alıyordu şimdi 6,5 çeyrek altın alıyor. Her hesap şaşar altın hesabı şaşmaz. AKP geldiğinde kıyma 4,5 liraydı şimdi 860 lira. Kira 160 kat artmış. Kira 25 bin lira. Asgari ücret 22 bin lira. 3 kişiden 1'i işsiz. Türkiye'de 4,7 milyon genç ne okulda ne işte. Ev genci yüzde 30 olmuş. En düşük emekli maaşının asgari ücret olmasını önerdik. Kanun bekliyor. Kamu işçisi 650 bin kişi bekliyor. Grev kararı alan sendikaların arkasındayız. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Seçim akşamı polisle gençler el ele halay çekecek.

19 Mart darbesinin mali ayağı Mehmet Şimşek. Pazartesi güya gidecekmiş. Diyormuş ki yoruldum. Bu kadar emeklinin ahı üstündeyken seni bırakmayız. Darbeden emekli olunmaz. Hesap soracağız.

Bugün YKS'den iyi puan alanları tebrik ediyoruz. Alamayanlar da pes etmeyecek. Başaracaksınız. Hepinizi çok seviyoruz. Bir yanda da LGS var. Onlar sınavdayken soruların fotoğrafı dağıtılıyor. En büyük haksızlık 1'inci çıkan da zan altında kalması. Bunu söyleyince MEB Bakanı 'Gerizekalıya anlatır gibi' dedi. Her şeyi inkar etti. Şimdi 29 kişi görevden alındı. Ne oldu koklayarak yolunu bulan Milli Eğitim Bakanı? Kötü kokular paçandan aktı. Diğer iki büyük haksızlık var. Aman uymayın. İHL bizim evlatlarımız var. Onları bir partiye itmesin. Diğer yandan Erdoğan sanki İmam Hatip öğrencileri tapulu malıymış gibi, işsizler ordusuna katılmıyormuş gibi, 'Bizim İmam Hatipliler' diyor. Türkiye sınav güvenliğinde parmakla gösterilir diyor. Sanki FETÖ soruları çalmadı. Artık bakan evlatlarının değil, vatan evlatlarının dönemi başlıyor.

"CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK RİYAKARLIĞI"
Gazze'de 60 bin kişi öldü. Son 1 haftada 396 kişi daha öldü. Biz Filistin meselesine Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının cesareti ile yaklaşıyoruz. Kışın sıcaklı salondan, yazın klimalı odadan çıkmayan Erdoğan'ın kayıkçı kavgasını izliyoruz. İsrail ile ticaret cayır cayır sürüyor. Ayşenur Ezgi Eygi kızımız Filistin'de öldürüldü. Rümeysa Öztürk eylem yaptı, kılını bile kıpırdatmadılar. İsrail'i kınayan bir bildiriye imza attı. Eylem planında ticaretin tamamen kesilmesi. Yakalananların da yargılanması var. Buna imza atmadan kaçtılar. Netanyahuya medyan okumaktan korktular. Cumhuriyet tarihinin en büyük riyakarlığını Türk milletine şikayet ediyorum. Ortadoğu'da bunların yerini doldurmaya çalışan mezhepçiler de yenildi. Mezhepçiler kaybetti ve kazanan İsrail oldu. Bazı Körfez ülkeleri çatışmalardan uzak duruyor. CHP Türkiye için de bütün Ortadoğu için de demokratik kapsayıcılığı savunuyor. Erdoğan ise ümmetçilikten bahsediyor. Ümmetin İsrail karşısında kazanmasını istiyorsan Orta Doğu'da demokrasi ile istikrar olur.

19 Mart darbesinin üstünden 4 ay geçti. Bu süre zarfında 3-5 tane kibirli şımarık savcının yaptıklarıyla adalette kara delik oluştu. Hepimizin cebinden 70'şer bin lirayı yuttu. Attıkları her yalanın altında kaldılar. 570 milyarlık yolsuzluk dediler 6 yıllık bütçe bile çıkmadı, Manavgat dediler kumpas çıktı, bavullar dediler kendi aldıkları jammerlar çıktı.

Onları içeriye attılar. Her çarşamba bir meydandayız. Her cumartesi bir meydandayız. Öyle isimsiz kahramanlarımız var ki. Örneğin Lüleburgaz eski ilçe başkanı bütün köyleri gezdi. 20 bin imza topladı. İstanbul'daki kızımız var adı Yeliz. Her gün bir ilçede imza topluyor. Bir başına 10 bin imza toplamış. Sana bir ödül vereceğim dedim. Ödül para değil. Cumartesi günü Trabzon'a gidiyoruz dedim. Bu Yelizler olduğu sürece Ekrem Başkan çıkacak ve Cumhurbaşkanı olacak. Kahraman kızımızı hepinizin adına alnın öpüyorum.

"BEYAZ TOROSLARIN YERİNİ AK TOROSLAR ALMIŞTIR"
388 ihale almış. 300'ü AKP'den 88'i CHP'den almış. Bunlardan biri de Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Genç. İhaleler arasında fark varsa açıkla. Ben demiyorum ki Trabzon'a sabah 4'te operasyon yapılsın. Zeydan Karalar 11 yıl önce ihale yapılmış, parasını ödemiş ve çalışmamış. O içeride. Trabzon çalışıyor. Bir suç varsa herkese uygulansın.

Ne zaman ve nerede toplanacağımıza biz karar veririz. Eğer çok kafamızı bozarsanız dağılmamak üzere toplanırız. Sonuç alacağız. Milleti çocukları ile eşleri ile nakille korkutanlar profiline beyaz toros koydu. Biz artık Tayyip Erdoğan'dan bir şey beklemeyiz. Nasıl eskiden açlık ve yoksulluk konuşulmasın diye beyaz torosları koyduysa. Şimdi de ak toroslar var. Çağlayan'da ak toroslar çetesi var. Beyaz torosların yerini ak toroslar almıştır. Ak toroslara teslim olmayacağız.

Pazartesi HSK'ya tüm belgeleri şikayet edeceğiz. Çocuğuna kim bakacak, istediğim ifadeyi vermedin iyi yolculuklar, diyenleri bütün şirketlere çöküp buradan başka şirketlerle ilgili listeler sızdıranları, Ak toroslar çetesini şikayet edeceğim. İleride bu çeteden de göz yumanlardan da hesap soracağız.

"AKP YÜZDE 28'E DÜŞTÜ"
Her konuşmadan sonra bir soruşturma ve saldırma. Üzerimize evlat katillerini saldılar yılmadık. Tehdit ettiler susmadık. Bir santim eğilmeyeceğiz, ülkeyi 100 yıl geri götürecekler.

Biz Atatürk'ün partisiyiz size teslim olmayacağız. Ne Trabzon ne Bayburt, AKP'nin kalesi değil, milletin kalesidir. İşte gecenin sürprizi. CHP tüm anketlerde birinci olunca AKP yüzde 30'un altına düşünce Temmuz anketi bekleniyordu. CHP 0,5 puan daha ilerledi. Yüzde 29'luk AKP yüzde 28,4'e gerileyerek bu ay da alnımızın akıyla çıktık. Helal olsun hepinize. "

EKREM İMAMOĞLU'NUN MEKTUBU OKUNDU

İmamoğlu'nun mektubunda şu ifadeler yer aldı:

“Karadeniz’in yiğit evlatları, kıymetli hemşehrilerim; bugün Trabzon’a, canım memleketime gözlerimle değil, yüreğimle bakıyorum. Karadeniz’in her dalgada gökyüzüne savurduğu tuzunu yüzümde hissedemiyorum. Bunca yıllık hayatımda ilk kez, iki bayramda baba ocağıma, ata ocağıma varamadım. Hele bir eksiklik var ki, tarifi zor: Karadeniz’in yiğit evladı, kardeşim Volkan Konak’ı uğurlarken, orada olamadım. Memleket sevdasından bilirdik birbirimizi. Sadece bir sanatçıyı değil, bir yoldaşı, bir hemşehriyi, Karadeniz’e kalpten bağlı bir dosttu. Onun cenazesinde olamadım. Ama bilin; siz neredeyseniz, ben oradayım. Birlikte çıktığımız yolda ne bir adım geri atarım ne de bu bağı koparırım. Bugün aranızda olmayışımın sebebi, hukuki bir gerçeklik değil, siyasi bir hesaptır. Diploma iptaliyle, operasyonlarla, her gün başka bir davayla, yargı kumpasıyla milletin, siz hemşehrilerimin iradesine karşı set çekmek istiyorlar. Milyonların değişim talebini, hak-hukuk mücadelesini, eşit, adil özgür Türkiye tahayyülünü yok etmek istiyorlar.”

“SESİMİ, GÖRÜNTÜMÜ, HÜRRİYETİMİ, BU MİLLETE HİZMET ETME İMKANIMI KISITLASALAR DA…”
“Neyi yok etmeye çalıştıklarını, en iyi kendimi emanet ettiğim milletim, hemşehrilerim biliyor. O yüzden 19 Mart’tan bu yana, ülkenin dört bir yanında meydan meydan çoğalıyoruz, omuz omuza bu ülkenin en güçlü dayanışmasından birini gösteriyoruz. Çünkü şuna inanıyoruz; devletin dini adalettir. Bir ülke; ancak hukukla, güvenle, vicdanla ayakta kalır. Ve adalet, sadece mahkemelerde değil; fabrikada, limanda, okulda, köyde, mahallede, yaylada, yani hayatın tam ortasında gereklidir. Sesimi, görüntümü, hürriyetimi, bu millete hizmet etme imkanımı kısıtlasalar da adaletin, özgürlüğün, çocuklarımıza bırakacağımız güzel günlerin takipçisi olmaya devam edeceğim. Bu millete duyduğum sevgiyi, bağlılığı, hizmet aşkını ne zindan duvarları durdurur ne de yargı sopasının arkasına saklananların baskısı… Onlar, zalimliklerini çoğaltsınlar; biz cesaretimizi, dayanışmamızı, mücadelemizi büyüteceğiz.”

“BU MÜCADELE, SADECE BİR KİŞİNİN SESİYLE DEĞİL, MİLYONLARIN ORTAK SÖZÜYLE YÜRÜR”
“Trabzon, Giresun, Rize, Ordu, Bayburt, Gümüşhane, Artvin, Samsun… Bu toprakların insanı toprağı bilir, suyu tanır, emeğin kıymetini unutmaz. Karadeniz, doğasıyla olduğu kadar, iradesiyle de güçlüdür. Yıllardır hor görülen, ötelenen, oyuna karşılık yatırım göremeyen bu bölge, artık hakkını arıyor. Biz, bu bölgenin yeniden kalkınan, üreten, gençlerini tutan bir geleceğe yürümesini istiyoruz. Trabzon, yeniden Karadeniz’in ticaret kapısı olacaksa, bu halkın alın teriyle olacak. Gençler kendi şehirlerinde geleceğini kurabilecekse, bu mücadeleyle olacak. Dereler özgür akacak, yaylalar talana değil yaşamaya açılacaksa, bu irade sayesinde olacak. Buraya yatırım değil, vizyon gerek. Hazırız. Karadeniz’in gücünü Türkiye’nin gücüne katacak adımları atmaktan çekinmeyeceğiz. Bu mücadele, sadece bir kişinin sesiyle değil, milyonların ortak sözüyle yürür. Sizin sesiniz var oldukça ne bu ülkenin umudu eksilir ne adalet arayışı yarım kalır.”

“TRABZON’UN, KARADENİZ’İN DALGASI NE KADAR SERTSE, İNANCI DA O KADAR DİRİDİR”
“Bugün fiziken yanınızda olamadım ama şunu unutmayın; bu böyle yarım kalmayacak. Birlikte yazacağımız hikâyede, bu meydan yeniden birleşmenin adresi olacak. Kardeşlerim, hemşehrilerim… Biliriz; Trabzon’un, Karadeniz’in dalgası ne kadar sertse, inancı da o kadar diridir. Ben, o denizin hırçın dalgaları, dağların coşkun rüzgarıyla büyüdüm her biriniz gibi. O dalgaların kıyıya vurduğu gibi, biz de adaletsizliğin duvarına vura vura aşacağız önümüzdeki engelleri. Başımızı öne eğdiremeyecekler, bize diz çöktürmeyecekler. Yalçın dağları gibi dik, Karadeniz gibi engin, hak yemeden, hakkımı da yedirmeden mücadeleye devam edeceğim. İlk günkü aşkla, heyecanla coşkuyla… Kazanan biz olacağız. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu.”

DİLEK İMAMOĞLU: ‘O MEMLEKETİNE KAVUŞACAK’

Kürsüye daha sonra Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu geldi. Memleketi Trabzon'da yurttaşlara seslenen İmamoğlu "Yakında burada olacak. Memleketi ona, o memleketine kavuşacak" dedi.

Dilek İmamoğlu'nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

"Yakında burada olacak. Memleketi ona, o memleketine kavuşacak. Biliyorum, yürekten inanıyorum ki Karadenizliler evladını geri alacak. Ekrem bizi hücresinden izliyor. Ben hem eşi hem de hemşerisi olarak ona diyorum ki içini ferah tut Ekrem. Sen ne bizi, ne aileni, ne de doğduğun toprakları mahcup ettin. İstanbullulara ve ülkene karşı asla başını eğecek bir yanlış yapmadın, yapmazsın. Buna işte bu meydan şahit."

Saldırganın ailesi konuştu: Normalde pısırık bir çocuktu...
Saldırganın ailesi konuştu: Normalde pısırık bir çocuktu...
İçeriği Görüntüle

HASAN AKGÜN'ÜN MEKTUBU OKUNDU

“Kıymetli hemşerilerim, akrabalarım, Karadeniz’in yiğit evlatları, Trabzon’un onurlu, dik duruşlu insanları,

Ben Trabzon’da doğmuş, Cumhuriyet sevdasıyla büyümüş, ömrünü Büyükçekmece halkına, demokrasiye ve halka hizmete adamış bir evladınız, bir kardeşinizim. Ben Doktor Hasan Akgün.

Bu toprakların bağrından çıkmış, ömrünün 50 yılını halka hizmete adamış, yıllarını Cumhuriyet’e ve demokrasiye adamış biri olarak sizlere sesleniyorum.

Trabzon’un mertliğini, Karadeniz’in ruhunu yüreğinde taşıyan İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu, belediye başkanlarımız, bürokratlar ve yol arkadaşımızla haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklandık.

Ama bilin ki asıl tutsak olan, adaletsizliğin bizzat kendisidir. Bize vurulan kelepçeler demokrasinin kendisine vurulmuştur.

Ne ben, ne Ekrem Başkan, ne de bu davanın hiçbir neferi halkımıza boyun eğdirmedi ve eğdirmeyecek.

Biz “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözünü yüreğine kazımış olanlarız. Bu karanlık günler geçecek. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanet ettiği Cumhuriyet, onun çizdiği yolda ilerleyecek. Bu ülke er ya da geç çağdaş medeniyet seviyesine ulaşacaktır, bundan asla şüphem yok.

Sevgili hemşerilerim, kardeşlerim, siz mertliğinizle, vicdanınızla tanınan, her zaman kararınızın arkasında dimdik duran insanlarsınız.

Bugün Silivri’den vicdanı hür, başı dik bir kardeşiniz olarak sizlere bir çağrım var. Gelin bu karanlığa birlikte dur diyelim. Hakkın, hukukun, adaletin sesi olalım. Birlik olalım, kardeş olalım. Omuz omuza verelim. Çünkü bu dava yalnızca bir kişiyi, partiyi, bir şehri ilgilendirmiyor.

Bu dava Türkiye’nin vicdan davasıdır, çocuklarımızın, torunlarımızın nasıl bir ülkede yaşayacağının davasıdır. Bu ülkeye baharı hep birlikte getireceğiz.

Hepinizi yüce Allah’a emanet ediyorum. Güzel günlerde buluşmak üzere.”