Siyaset

CHP Antalya İl Kongresi başladı! Divan Başkanı Karabat'tan flaş açıklamalar

CHP Antalya 39. İl Başkanlığı Kongresi, Konyaaltı Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde başladı. Kongrenin Divan Başkanlığı'na CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat seçildi. Karabat kongrede dikkat çeken bir konuşma yaptı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Antalya 39. İl Başkanlığı Kongresi başladı. Konyaaltı Belediyesi Nazım Hikmet Küngre Merkezi’ndeki kongreye, CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat katıldı.

Karabat, partililerin verdiği önergeyle; Divan Başkanlığı’na seçildi. Divan heyetinin oluşmasının ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla birlikte kongre başladı.

Karabat'ın kongrede yaptığı konuşma şu şekilde:

Kongrenin açılış konuşmasını CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat yaptı. Genel Başkan Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun selamını ileten Karabat, şöyle konuştu:

"Değerli delegeler elbette genel başkanımızın selamını getirdim. Ama bir İstanbul Milletvekili olarak sizlere Silivri'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız sayın Ekrem İmamoğlu'nun selamını getirdim. An önce İstiklal Marşı ile kongremiz açtık, ilk iki kıtasını beraber okuduk. Ama o İstiklal Marşı'nın devamı; 'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım. Kükremiş sel gibiyim bende mi çiğner aşarım, yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım' diyor. Bugün burada Akdeniz'in güzel incisi güzel şehrimiz Antalya'da aklını, vicdanını, hoşgörüsünü, bilgeliğini, onurunu, direncini temsil eder ve her daim temsil edecek olan, yürekleri demokrasi ülküsüyle dolu adalet sevgisiyle taşan, eşitlik ve vatan sevgisiyle çarpan, fikri hür vicdanı hür CHP'li kardeşlerim hepinize selam olsun. Değerli kardeşlerim hepimize ikinci kez muazzam bir görev, çok önemli bir görev düşüyor. Bazı gafiller bu aziz milletin iradesini yok sayabileceklerini, ona zincir vurabileceklerini sanıyorlar ama yanılıyorlar. Bu millete diz çöktüremezler. Bu millet diz çökmez. Bu millet biat etmez, bizde bir adım geri atmayız. Ezelden beridir hür yaşamış, ebede kadar da hür yaşayacak bu millet hukula kurulmuş kumpaslara cübbe giymiş adalet cellatlarına pabuç bırakmaz. Bu millet bu ülkeyi, meşrutiyetini Amerika'da arayanlara, Trump'la en yakın dost olanlara, Gazze'yi İsrail'e satanlara bırakmaz, bırakmaz bu millet. Bu millet zengini zengin yapanlarla, işçiyi emekliyi, yoksulluğa mahkum edenlerle uzlaşmaz, mücadele eder ve kazanır. Haklıyız, kazanacağız, hep birlikte başaracağız.

"CHP BU ÜLKENİN EN BÜYÜK ZENGİNLİĞİDİR"

Bu büyük millet, bu aziz millet çocuklarının geleceğini çalan, haram lokma yiyen haramzadelerinin yalanına, zulme teslim olmayacak, olmaz. Bu milletin şiarı, 'korkma sömez bu şafaklara' diye başlayan İstiklal Marşı. Ve bu direncin adı Cumhuriyet Halk Partisi değerli kardeşlerim. CHP, Türkiye'nin makus talihine son vermiş, Cumhuriyeti kurmuş partinin adıdır. İşte o partiye bugün 360 derece saldırıyorlar. O partinin bugün belediye başkanlarını tutsak ediyorlar. Dün ziyaret ettim Muhittin Böcek'i. Muhittin Böcek'in Antalya İl Kongresi'nde selamını sizlerle paylaşıyorum. Sanıyorlar ki Muhittin Böcek'i alırlarsa, sanıyorlar ki Ekrem İmamoğlu'nu tutsak ederlerse, sanıyorlar ki partinin il binalarına polisle girerlerse bizi mahkum edecekler. Oysa biliyorlar ki bu parti teslim olmaz. Teslim olmayacağız ve bu abluka dağılacak. Bu ablukayı beraber dağıtacağız. Bugün bu kongrede o yüzden hepimize büyük görevler düşüyor. Parti bu denli saldırı altındayken hepimize çok büyük ve önemli görevlerdir düşüyor. Büyük bir sorumlulukla bu kongreyi gerçekleşeceğimize inanıyorum. İnanarak da düşüncelerimi sizlerle paylaşıyorum. Şüphesiz CHP'yi çok çeşitli şekillerde tanımlayabiliriz. Ama CHP tek kelimeyle tarif edilecekse, CHP millettir. CHP büyük bir silkinmenin hikayesidir. CHP kurtuluşun hikayesidir. CHP bu ülkenin en büyük zenginliğidir. CHP özgürlüktür. CHP adalettir. CHP kalkınmadır. CHP, geleceğe güvenle bakan zengin bir millet güçlü bir devlet ve büyük bir Türkiye'dir. O yüzden bu uğurda hiç durmadan savaşacağımıza buradan bir kez daha sözü veriyorum.

"EN BÜYÜK SORUNUMUZ BU İKTİDAR"

Şunu söylemek isterim ki bugünlerde en büyük sorunumuz şüphesiz bu iktidardır. Ve şüphesiz en büyük görevimiz, bu iktidardan bu ülkeyi, anayasayı askıya almış bu iktidardan bu ülkeyi, adaletiyle hukuku paramparça eden bu iktirdan bu devleti kurtarmaktır. Bu memlekette tek adam devleti diye bir şeyi inşa edenleri tekrardan yenmek ve bu ülkeyi yeniden büyük bir demokrasiyle buluşturmaktır en büyük görevimiz. Tarih, biz Cumhuriyet Halk Partililere Türkiye'yi bir kez daha gafletten ve dalaletten, bir kez daha ihanetten kurtlarıma görevi veriyor. Bu görevi yerine getirmenin tek yolu, parti ögütümüzün her bireyinin milletimizle sokak sokak kapı kapı ulaşmasıdır. Hane hane, yüz yüze, göz göze kalp kalbe buluşmasıdır. Biz milletimizi dinleyerek, milletimizi anlayarak tarihin bize yüklediği bu büyük görevi gerçekleştireceğiz.

"BU ÜLKE ÇOK GÜÇLÜDÜR"

Ancak çok daha önemli bir görevimiz var. Türkiye'yi muasır medeniyet seviyesiyle yeniden eşitlemek gibi bir görevimiz var. Biz bu görevi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten aldık. Ve 80 yıldır bu ülkeyi yöneten sağ iktidarlar, ne yazık ki çok başarısızlar ve çok beceriksizler. Ülkeyi zengin edemediler, kendi bir avuç yandaşını zengin ettiler. İşte bunlara karşı biz, kendi yakınlarını zengin eden değil, bu aziz milleti, bu büyük milleti zengin etmek için büyük bir mücadele veriyoruz. Her defasında bu ülkenin kalkınmasından millete daha fazla pay verilmesinden bahsettiğimizde bize diyorlar ki 'kaynak nerede?' Bu ülke çok büyük ve güçlüdür. Sadece bir örnek vereyim; kaynakları nereye aktarıyorlar? Hep bize diyorlar ki 'altın rezervlerimiz çok büyük'. Ve hepimiz de son zamanlarda 'bu 6 fiyatları ne kadar arttı' diye konuşuyoruz. Size bir rakam vereyim. Altın rezervlerimizin 184 ton olduğunu açıklıyorlar. Bu rezervlerin altın onsu değeri bin 200 dolarken elde edildiğini belirtmek isterim.

"MİLLİ DEĞİL, GAYRİMİLLİSİNİZ"

Şimdi altının onsu 4 bin 100 dolara geçti. Buradaki zarar, bu rezervi borçlanarak elde etmenin zararı tam 12,1 milyar dolar. Hani bir zamanlar sorduk ya '128 milyar dolar nerede' diye. İşte bizi kandırdıkları şey bu, borçlanarak bir rezerv diyorlar ve bunun zararı 12,1 milyar dolar. Sonra biz emekçiye emekliye para aktaracağız dediğimizde bize kaynak nerede diye soruyorlar. Kaynak burada. Sizin yanlış politikalarınızı ters düz ettiğimizde bu ülkenin emeklisi de emekçisi de turizim sektörü de zengin olacak. Bizim görevimiz bu ülkeyi zenginleştirerek kalkındırmak. Görevimiz bu aziz milleti zengin kılmak. Görevimiz, zenginliğin tek ölçüsünün bu ülkede tek bir yoksul insan bırakmamak. Bir Alman öğretmenin sadece 8 buçuk ay çalışarak bu Togg'u alabiliyor ama bir tür öğretmeni yaklaşık 4 yıl çalışmak zorunda. Sonra Togg ile bize millîyiz diyorlar, bize millilikten bahsediyorlar. Buradan bağıra bağıra söylüyorum, siz milli değilsiniz. Siz gayri millisiniz. Antalya'nın her yıl 15 milyona yakın dünya vatandaşına ev sahipliği yapan bir kent olduğunu hepiniz biliyoruz.

"YAŞASIN CUMHURİYET"

Turizmde katma değer artışı sağlamak, yüksek katma değerli ürünler üretmek ve bu şekilde Antalya'yı geliştirmek gerektiğini biliyoruz. İşte bu bilince sahip belediye başkanı ne yazık ki bugün cezaevinde tutuyorlar. Yalancı iftiralarla belediye başkanlarını tutuklatan bu anlayışla bu ülkenin gelişmesinin mümkün olmadığını sizlerle paylaşmak istiyorum. O gün geldiğinde şairin dediği gibi; 'Olsun da gör o gün gelsin de neşemiz tazelensin hele bir gör. Seyreyle gülü seyreyle bülbülü. Yetsin demir çağının beyliği yeni bir gün başlıyor demek. Yeryüzünde korkusuz yaşamak iki milyar kişiye iki milyar ekmek. Yazık olur, bu düş yarım kalırsa. Barış günü insan hakkı yenirse, Köroğlu'nun sözü dinlenmelidir Sivas ilinin Banaz köyünden Pir Sultan Abdal dirilmelidir' diyor şair. O yüzden o gün geldiğinde güneşin yine bu topraklarda doğacak. Cumhuriyetin aydınlık yüzü Antalya'dan Türkiye'nin 4 büyük kentine umut yayılacak. Yaşasın Cumhuriyet. Yaşasın halk. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi. Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk."