Sözcü'den Erdoğan Süzer'in haberine göre, Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, iktidarın enflasyonu düşürmek için uyguladığı ekonomik programın bizzat kendisinin enflasyonu besleyen kaynağa dönüştüğünü belirtti. ASO Meslek Komiteleri Ortak Toplantısında konuşan Başkan Ardıç, ekonomi yönetiminin 2.5 yıldır uyguladığı yüksek faiz politikası yüzünden maliyetlerin arttığını, yatırımların ertelendiğini, krediye erişimin imkansız hale geldiğini söyledi. Ardıç, “Tek başına yüksek faiz politikası enflasyonu kontrol altına almakta başarılı olamadığı gibi enflasyonu yeniden besleyen bir döngüye dönüşüyor, sanayiciyi de nefessiz bırakıyor. Halkın satın alma gücünü aşındırıp, reel sektörün üretim kapasitesini zayıflatarak sorunu çözmek mümkün değildir” uyarısını yaptı.
BU TABLO SÜRDÜRÜLEMEZ
Başkan Ardıç, mevcut dezenflasyon politikası yapısal reformlarla desteklenmediği için üretim yerine ithalatın daha cazip hale geldiğini belirterek, “Bugün birçok sektör, üretimin değil, ithalat yapmanın daha kârlı olduğu bir noktaya doğru ilerliyor. Bu tablo maalesef sürdürülebilir değildir. Sanayisizleşmeye giden bu süreci sonlandırıp, acilen üretim ekonomisine dönmeliyiz” uyarısında bulundu.
FABRİKALAR KAPANABİLİR
Yeniliğe kapalı bir kültürle sanayide sıçrama yapılamadığına işaret eden Ardıç, “Teknolojiyi sanayimize entegre edemezsek, yakın gelecekte birçok firmamız ciddi ölçüde rekabet gücünü kaybedecek, hatta kapanma riskiyle karşı karşıya kalacaktır” dedi. Ardıç, ar-ge ve teknoloji harcamalarından istenen sonuçların alınamadığına da dikkat çekerken, ‘artık sadece büyüme değil, akıllı büyüme zamanı’ çağrısı yaptı.
BEYİN GÖÇÜ DEĞİL AKIL GÖÇÜ
Resmi verilere göre 2024 yılında tam burslu okuyan en zeki öğrencilerin yüzde 8.3’ünün yurt dışına gittiğini belirten Başkan Ardıç “Bu aslında beyin göçü değil, akıl göçü. Bedava akıl ihraç ediyoruz” dedi. Eğitim sistemiyle sanayinin ihtiyaçlarının birbiri ile örtüşmediğine işaret eden Ardıç, “Doktoralılar patent üretemiyor, sanayinin kapısından girmiyor. Yılda 60 binden fazla mühendis mezun ediyoruz ama düşük teknoloji dallarında mühendis fazlamız, yüksek teknolojide ise açığımız var. Düşük katma değerli alanlarda mezun stokluyoruz, nitelikli insan kaynağı bulamıyoruz” dedi.
BUNUN ADI KUSURLU ÜÇGEN
Başkan Ardıç, eğitimle istihdamın, bilgiyle üretimin, teoriyle uygulamanın kopuk olduğuna da işaret ederken, “Kamu, üniversite ve sanayi arasında kurduğumuz bağın geometrisi bozuk. Ben bunun adına ‘kusurlu üçgen’ diyorum. Köşeler var, çizgiler var; ama akım yok, sinyal yok, güven yok. Kamu, birçok altyapıya çok yüksek oranda kaynak ve teşvikler tahsis etmesine karşın yüksek katma değerli sonuçlar ortaya çıkmadı. Orta teknolojiye sıkıştık” dedi.