Güncel

Büyük Marmara depremi için çarpıcı açıklamalar! Şener Üşümezsoy, Şerif Barış ve Övgün Ahmet Ercan'dan deprem koordinatı

Balıkesir Sındırgı günlerdir beşik gibi sallanıyor. 4 ve üzeri depremler İstanbul, İzmir ve Bursa gibi illerde de hissediliyor ve yürekleri ağızlara getiriyor. Deprem Bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Prof. Dr. Şerif Barış ve Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan büyük Marmara depremi için farklı koordinatlar verdi.

Marmara Denizi’nde gerçekleşmesi beklenen büyük depreme ilişkin tartışmalar sürüyor. Geçtiğimiz 23 Nisan'da Silivri açıklarında meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki deprem ve 2 Ekim tarihinde Marmara Ereğlisi açıklarında gerçekleşen 5.0 büyüklüğündeki sarsıntıların ardından, 7 ve üzeri büyük depremin ne zaman ve hangi fay hattında gerçekleşeceği en çok merak edilen konuların başında geliyor. Deprem uzmanları, riskin hangi bölgede yoğunlaştığı konusunda farklı görüşler dile getirirken, Deprem Bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’un, enerjinin artık Marmara’nın güneyinde, Yalova açıklarında biriktiğini açıklaması, gözleri bir kez daha Marmara Denizi’ndeki riskli fay segmentlerine çevirdi. Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şerif Barış ise Prof. Dr. Üşümezsoy'un aksine "Silivri ve Büyükçekmece" açıklarında da kırılmamış fay parçaları bulunduğunu, bu nedenle kuzey segmentlerinde de riskin sürdüğünü söyledi.

KUZEYDE DEĞİL GÜNEYDE!

Deprem bilimci Prof. Dr. Üşümezsoy, Marmara’daki enerji dağılımına farklı bir bakış getirirken, şu tespitleri gündeme taşıdı: “1894 yılında kırılan fay, İstanbul ile Anadolu bloğu arasındaki stresi boşalttı. Doğusundaki devamı da 1999’daki Gölcük Depremi ile kırıldı. Bu iki büyük deprem kuzey hattındaki enerjiyi büyük ölçüde tüketti. Bir kemiğin kaynamadan yeniden kırılamayacağı gibi, bir fay da birleşmeden tekrar kırılmaz. Bu nedenle kuzeydeki Adalar Fayı şu anda aktif bir risk taşımıyor. 1999 sonrası enerji birikimi güneye kaydı. Risk kuzeyde değil, güneyde. Stres, 1999 depreminin ardından Çınarcık, Esenköy, Bozburun hattına aktı. Asıl tehlike Marmara Denizi’nin güneyinde, Yalova açıklarında birikiyor."

KIRILMAMIŞ FAYLAR VAR

Bu açıklamalar, yıllardır İstanbul’un açıklarında kırılması beklenen Adalar Fayı’na odaklanan senaryolara yeni bir yön kazandırırken, Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış ise Marmara Denizi’nde Silivri depreminin olduğu hattın doğusunda kırılmamış fay parçaları bulunduğunu ve bu segmentlerin potansiyel tehlike taşıdığını gündeme getirdi.

"GERİYE ÇEKTİ" DENİLEMEZ

Prof. Dr. Barış, uyarılarının devamında ise; “Marmara’da Büyükçekmece açıklarında bir depremin bu hasarı oluşturabileceğini biliyoruz. Bu fay parçaları binlerce yıl içinde zaman zaman büyük depremler üretti. Yerli ve yabancı çalışmaların hiçbirinde bu faylarda deprem olmayacağına dair bir sonuç yok. Silivri ve Marmara Ereğlisi açıklarındaki depremler, kırılması beklenen fayın bir bölümünü kırdı" dedi.

6.8'LİK SARSINTI OLABİLİR

Prof. Barış, Marmara Bölgesi için yapılan en güncel olasılık çalışmasının 2016 yılına ait uluslararası bir model olduğunu da hatırlattı: “Bu modele göre, 7.3’ten büyük bir depremin 30 yıl içinde olma olasılığı yüzde 47 olarak belirlenmişti. Ancak bu rakam ‘her an deprem olacak’ anlamına gelmiyor. Bu oran, büyük bir depremin oluşması için halen zamanımız olduğu anlamına gelir. 6.5 ile 6.8 büyüklüğündeki bir depremin olasılığı ise çok daha yüksek” dedi.

SINDIRGI TAŞINMALI

Öte yandan Türkiye’nin önde gelen deprem bilimcilerinden Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, son haftalarda art arda yaşanan Sındırgı depremlerinin ardından Balıkesir ve çevresi için dikkat çekici uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Ercan, bölgedeki sarsıntıların yalnızca yer kabuğundaki kırıkları değil, yapı stokunun dayanıksızlığını da gözler önüne serdiğini belirtti. Sındırgı’nın mevcut yerleşim alanının “eski bataklık zeminde” bulunduğuna da dikkat çeken Prof. Dr. Ercan, bu durumun depremde yıkım riskini 4 kat artırdığını vurgularken, şunları söyledi: “Sındırgı, Düvertepe’ye taşınmalı. Sındırgı’da yerin deprem sarsımını büyütmesi 3-4 kat, Düvertepe’de ise bu oran 1-1.3 kat. Ayrıca aşırı çalkalanma yani rezonans yok."

TEK PARÇA OLSA YIKILIRDI

Ercan, bölgedeki risk haritasına ilişkin çarpıcı bir tablo çizdi: “Sındırgı üç ay içinde iki tane 6,1 büyüklüğünde depremin etkisinde kaldı. Bu iki depremle oluşan toplam yer kırığının boyu yaklaşık 33 kilometre. Eğer bu kırık tek bir depremle olsaydı büyüklüğü 6.7 olurdu. Sındırgı’da deprem eşiği 6.2 olduğu için, böyle bir depremde kentin üçte ikisi göçebilirdi.”