Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), basında yer alan, Cumhuriyet savcılarına el koyma yetkisi verileceği haberine ilişkin açıklama yaptı.
AKP'ye yakınlığı ile bilinen Yeni Şafak, dün manşetten "Mülkiyet hakkında tehdit eden yetki: Savcılara ‘Önce el koy sonra bakarız’ yetkisi" başlığı ile çıkmıştı. Yeni Şafak, AKP'nin yeni yargı paketindeki hakim kararı olmadan mal varlıklarına el koyma hakkı getireceğini iddia etmişti.
MASAK, Cumhuriyet savcılarının rapor aramaksızın el koyma yetkisi verileceği haberini doğruladı. Açıklamada söz konusu yetkinin bazı durumlarda verileceği belirtildi.
Kurum tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Son günlerde yazılı ve görsel basında Cumhuriyet savcılarına, rapor aranmaksızın el koyma yetkisi verileceği yönündeki iddialar üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılması zarureti hasıl olmuştur.
Bu konuda Adalet Bakanlığı tarafından, başta Başkanlığımız olmak üzere ilgili kamu idarelerinin görüşleri alınarak hazırlanan tasarıda sadece nitelikli dolandırıcılık, nitelikli hırsızlık ve banka/kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarında, Cumhuriyet savcılarına Başkanlığımızdan veya ilgili diğer kurumlardan rapor alınmaksızın el koyma yetkisi verilmektedir.Bu şekilde bir düzenleme yapılmasındaki temel amaç, özellikle internet yoluyla işlenen nitelikli dolandırıcılık, nitelikli hırsızlık ve banka/kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarında, suç konusu paranın, finansal sistemden kaçışını engellemek amacıyla hızlı bir şekilde müdahale edilmesini temin etmektir. Düzenleme ile, hızlı bir şekilde el konulan paraların, en kısa sürede mağdurlara ödenmesi öngörülmektedir. Bunun dışındaki iddialara itibar edilmemesi önem arz etmektedir.
Gerek Başkanlığımız ve gerekse Adalet Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemelerde, vatandaşlarımızın mülkiyet hakkına yönelik keyfi muameleye yol açabilecek hiç bir konuya yer verilmemektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
MASAK'ın açıklama yaptığı habere ilişkin Yeni Şafak, şu ifadeleri kullandı:
“İstisnanın yaygınlaştırılması, her katalog suçta savcının doğrudan el koyma kararını rutin hâle getirmesi tehlikesini doğurur. Böyle bir durumda, ‘gecikmesinde sakınca bulunan hâl gerçekten var mı yok mu’ sorgulaması sağlıklı yapılamaz ve el koyma tedbiri ‘kural’, rapor alma ‘istisna’ hâline dönüşür.”

"HAKİM FORMALİTEYE DÖNER"
Yeni Şafak, bu düzenlemenin yargısal denetimi işlevsizleştireceği görüşünde:
“Savcıya bu yetkinin tanınması, hâkim kontrolünün etkisini fiilen azaltır. İstisnai usulün genelleştirilmesi, yargısal değerlendirme mekanizmasını by-pass eder....Hâkim kararının sadece bir formaliteye dönüşme riski doğar.”
"'ÖNCE EL KOY SONRA BAKARIZ ANLAYIŞI' ÇIKAR
Yeni Şafak, Anayasa’da güvence altına alınan mülkiyet hakkının tehlikeye gireceğini ve masumiyet karinesinin zedeleneceğini yazdı:
“İstisnanın genişletilmesiyle, mülkiyet hakkının ihlal edilme ihtimali artar....Bu bakımdan ‘Önce el koy sonra bakarız’ anlayışına yol açar, temel haklar korumasız kalır.”
MASAK'ın hakkında açıklama yaptığı haberlerden birinde de Miyase İlknur'un imzası vardı.İlknur, bugünkü Cumhuriyet'teki köşe yazısında TBMM'de görüşülen torba yasada savcılara yetki verildiğini yazmıştı.
Yazının ilgili kısmı şöyle:
"Şimdi de hükümsüz tedbir kararı verme yetkisi tanınan süper savcılarımız ne hâkim kararı ne MASAK ne SPK ne de bilirkişi raporuna ihtiyaç duymadan mallarımızı müsadere edebilecek.
Sorun sadece hâkim kararı olmadan mala tedbir konmasından ibaret kalsa iyi. Bir de el konan mal varlıklarının yasal yollardan elde edildiğinin ispatı da şüpheliden isteniyor.
Buyur burdan yak.
Savcı, şüpheli için “Sen bu malları yasal olmayan yollardan kazandın” iddiasında bulunup dava açacak ve mallarına el koyacak ama bunun için bir delil sunma yükümlülüğü yok. Ama şüpheli şahıs, mallarını yasal yollardan kazandığını ispatla mükellef olacak.
Oldu olacak Menderes dönemindeki gibi sanığın ispat hakkını da yasaklasaydınız da tam olsaydı.
CMK’nin 128’inci maddesinde yer alan tüm katalog suçlarda hâkim kararı ve ilgili kurumlardan rapor olmaksızın, savcılara kişilerin mal varlıklarına el koyma yetkisi verildiğinde artık anayasal bir hak olan mal güvenliği ortadan kaldırılıyor."




