Spor

AYM’den TFF’ye ‘basın özgürlüğü’ ayarı!

Anayasa Mahkemesi (AYM) Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) verilen, mahkeme kararı olmaksızın futbol maçlarının internet yayınlarına erişim engeli getirme yetkisini ifade ve basın özgürlüklerine aykırı bularak iptal etti. Resmi Gazete'de yayınlanan kararın dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verildi.

Anayasa Mahkemesi, CHP'nin Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu’na tanınan erişim engelleme yetkisini iptali başvurusunu sonuçlandırdı. Yüksek mahkeme, TFF'nin mahkeme kararı olmadan erişimi engelleme yetkisine sahip olmasının basın ve ifade özgürlükleriyle bağdaşmadığını aktardı.

Kararın kısa gerekçesini duyuran AYM, söz konusu yetkinin keyfi şekilde kullanımını engelleyecek herhangi bir güvencenin öngörülmediğini vurguladı. Erişim engelleme yetkisine ilişkin işlemlerin Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından da denetlenemeyeceğinin anlaşıldığını kaydeden AYM, "ifade özgürlüğü" sınırlamasıyla ilgili karar alma yetkisi tanıyan kuralın keyfi uygulamalara karşı önlem içermediğini belirtti.

Erişim engelleme kararına karşı öngörülen yargısal yolun usule ilişkin etkili güvenceler içerdiğinin de söylenemeyeceğini kaydeden AYM, kuralda erişimin engellenmesi kararının ilgililere tebliğ edilmesine yönelik bir hükme de yer verilmediğini aktardı. Bu nedenle sulh ceza hâkimliğine başvurulması için öngörülen bir haftalık sürenin hangi tarihte başlayacağının belli olmadığı belirtildi.

CHP Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın, söz konusu kararla ilgili sosyal medya hesabından şu mesajı paylaştı:

"Kararın içeriğinden öte, iki ayrı özelliğine daha dikkat çekmek gerekiyor.

Bunlardan birincisi, Başkan Özkaya dahil 4 üyenin karara muhalif kalmasıdır.

İkincisi ise, CHP Grubumuzun Şubat 2022 tarihinde yaptığı başvurudan 3 yıl 8 ay sonra iptal kararının verilmesi, bunun da yürürlüğe girmesi için 9 ay ek süre tanınmasıdır.

Kuşkusuz AYM kararı, mahkeme kararına dayalı olmayan keyfiliğe açık erişim engeli kararlarının önüne geçilmesine yönelik bir hukuki içerik taşıyor.

Ancak eşitlikçi bir siyasal bakışla, bundan da öte, paralı yayımları ödeyecek gücü olmayan yurttaşların da maçları izleyebilmesine olanak tanıyan bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu açık."