İstanbul Tabip Odası’ndan Olcay Bengi Bozkurt, sağlık meslek örgütlerinin “Artık yeter” sloganıyla düzenlediği basın toplantısında hazırlanan ortak metni okudu. Bozkurt, “Hastalıkların tanısını koyuyoruz, tedavisini yapamıyoruz. Kanserin taramasını yapıyoruz. Hastaları kanser şüphesiyle aylarca bekletiyoruz, erken tedavi edemiyoruz. Her gün hastalarımız da biz de tükeniyoruz. Yarattığınız yönetmelik ile ekrana veri girmekten başka bir şey yapamıyoruz. Ay sonunda ne ücret alabileceğimizi bilmiyor, aldığımız ücretle geçinemiyoruz. Son yıllarda sağlık çalışanlarının mutlu olamadığı, işine yabancılaştığı, tükendiği, halkın da iyi sağlık hizmeti alamadığı bir düzen yarattınız. Verdiğiniz sözlerin birini bile gerçekleştirmediniz” dedi.
Sağlık meslek örgütleri, “Artık yeter. Siz yönetemiyorsunuz, biz tükeniyoruz. Haklarımız için buradayız, vazgeçmiyoruz” sloganıyla İstanbul Tabip Odası’nda basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya İstanbul Tabip Odası’nın yanı sıra Sağlık ve Sosyal Emekçileri Sendikası, Birlik ve Dayanışma Sendikası, Güç Sağlık Sen, AHESEN, Hekim Birliği, Hürriyet Sağlık Sen, İSTAHED, Hekimsen ve Hep-Sen temsilcileri katıldı.
Hazırlanan ortak açıklamayı okuyan İstanbul Tabip Odası’ndan Olcay Bengi Bozkurt, aile hekimliği çalışanlarına yönelik performansa dayalı ödeme ve ücret kesintileri getiren yönetmeliğin birinci yılı olduğuna dikkat çekti. Bozkurt, özetle şunları söyledi:
“Sağlık emekçilerine ve yurttaşlarımıza soruyoruz. Son bir yılda size ayrılan süre arttı mı? Bakanlığın formülündeki gibi sayılarla soralım. Hekim sayısı artmayıp muayene sayısı artıyorsa hastamıza nasıl daha fazla zaman ayırmış olabiliriz? Sağlık Bakanı geçen yıl yaptığı açıklamada, ‘Her yıl bin aile sağlığı merkezi yapacağız’ diyordu ancak aynı bakan, 21 Kasım 2025 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı bütçe sunumunda bin 202 tesisin hâlâ yatırım programında olduğunu söyledi. Soruyoruz. Bir yılda vadettiğiniz bin tane aile sağlığı merkezi nerede? Sağlık Bakanı’na buradan sesleniyoruz ve soruyoruz. Son bir senede bizim ücretimizden kestiğimiz parayla ne yaptınız? 20’ye yakın aynı başlıkta yaptığınız performans ödetmesi ücret vermek değil, ücret kesmek üzerine kurguladığınız eziyet yönetmeliğiniz için maliyeden senelik bütçe aldığımızı biliyoruz. Aile hekimlerinden bordroları gizleyerek ‘Hastane başvurusu çok oldu’ diyerek yüz milyonlarca lira kesinti yaptınız. Bu bütçenin ASM yapılması ya da güçlendirilmesi için harcanmasının zorunlu olduğunu, Maliye Bakanlığı ile bu şekilde protokol yaptığınızı biliyoruz.
“3 ASM’DEN BİRİ 1999 DEPREMİ ÖNCESİ YAPILMIŞ”
Peki döner sermayenize aktardığınız bu para nerede? 2025 Temmuz ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan mühendisler, tüm ASM’lerin deprem güvenliğini değerlendirmesini yaptı. Yıllarca sağlık müdürlüğü yaptığınız İstanbul’da 3 ASM’den birinin 1999 depremi öncesi yapılmış dayanıksız binalarda hizmet vermeye çalıştığı biliniyor. Hazırlamış olduğumuz İstanbul depremi raporunda sadece İstanbul’da 600’e yakın ASM’nin olası bir deprem sonrası çalışamayacağı biliniyor. Bu değerlendirme ve rapor sonuçlarını her gün bu ASM’lere gelen yurttaşlarımıza ve burada çalışan bizlere söylemeyi düşünmüyor musunuz? Anlaşılan İstanbul’da çalışanları, şubat depremini yaşayan deprem bölgesindeki meslektaşlarımız gibi kaderine terk edeceksiniz. Bir sabah uyanıyorsunuz ve tüm aile hekimliği çalışanlarına bağışıklama eğitimi vermeye karar veriyorsunuz. Eğitim, bağışıklama önemlidir ama eğitimini verdiğiniz bağışıklama çalışmaları için aşı takip sisteminin donanımını vermiyorsunuz.
“BAZI AŞILARI BİLE VEREMİYORSUNUZ”
Aşı dolabı ve ısı takip sistemlerini sağlamıyorsunuz. Bazı aşıları bile vermiyorsunuz. Aralık ayında HPV aşısı uygulanacaktı. Vaz mı geçtiniz? Son bir yıldır defalarca yurttaşlarımıza, meslektaşlarımıza ve siz Sağlık Bakanlığı bürokratlarına bu eziyet yönetmeliğinin ne anlama geldiğini anlattık. Herkes anladı. Hepimiz yaşadık. Hastalıkların tanısını koyuyoruz, tedavisini yapamıyoruz. Kanserin taramasını yapıyoruz. Hastaları kanser şüphesiyle aylarca bekletiyoruz, erken tedavi edemiyoruz. Her gün hastalarımız da biz de tükeniyoruz. Yarattığınız yönetmelik ile ekrana veri girmekten başka bir şey yapamıyoruz. Ay sonunda ne ücret alabileceğimizi bilmiyor, aldığımız ücretle geçinemiyoruz. Son yıllarda sağlık çalışanlarının mutlu olamadığı, işine yabancılaştığı, tükendiği, halkın da iyi sağlık hizmeti alamadığı bir düzen yarattınız. Verdiğiniz sözlerin birini bile gerçekleştirmediniz. Bizi de bu düzenin bir parçası hâline getirmek için baskı ve cezalarınızda tüm gücünüzle saldırdınız ancak biz kendimize, hastalarımıza verdiğimiz sözle mesleğimizin onurunu korumak için sağlığa ve mesleğimize yaptığımız bu saldırılara karşı bugün buradayız. Doğru bildiğimiz işimizi düzgün bir şekilde yapabilmek, halkımızın sağlığını koruyabilmek için mücadelemize devam edeceğiz.
“ARTIK BU EZİYETE SON VERİN”
Sizi de son defa doğruları söylemeye ve doğruları yapmaya davet ediyoruz. Artık yeter. Artık bu eziyete son verin. Performansa dayalı olmayan, emekliliğe yansıyan, emeğimizin tam karşılığı olacak, insani tüm ihtiyaçlarımızı rahatça karşılayabileceğimiz tek kalem ücret istiyoruz. Kamu tarafından yapılmış, donanımı ve tüm ihtiyaçları karşılanmış, sağlık hizmeti vermeye uygun güvenli aile sağlığı merkezleri istiyoruz. Mesleğimize müdahale edilmeyen, puanlama sistemiyle memnuniyet nesnesi hâline getirilmeyen; baskıların, cezaların son bulduğu, halkımıza öncelikle koruyucu ve iyi sağlık hizmeti verebileceğimiz ortamı sağlayan sağlık yönetimi istiyoruz. Biz tüm emek meslek örgütleri olarak taleplerimiz gerçekleşene kadar tüm yasal haklarımızı ve tüm imkanlarımızı kullanarak mücadeleye devam edeceğiz.”
Ortak açıklamanın ardından sendika ve meslek örgütleri temsilcileri de sırayla söz alarak yaşadıkları sorunları anlattı.