Ekonomi

Altın yükselecek mi? Ünlü stratejist 2026’ya işaret etti!

Yılbaşından bu yana yüzde 54 yükselen altın, ekim zirvesinden 500 dolar geriledi. Dünyaca ünlü stratejist Ole Hansen'e göre bu düşüş kalıcı değil, rallinin ardından gelen “rahatlama süreci”. Uzman isim 2026’ya doğru Fed’in gevşeme adımlarının yeni bir yükseliş dalgası yaratabileceğini öngörüyor.

Altının yıl içinde sergilediği olağanüstü yükseliş, yatırımcıların 2025 beklentilerini yeniden değerlendirmesiyle birlikte yerini durulma dönemine bıraktı. Yılbaşından bu yana yüzde 54 artış kaydeden değerli metal, ekim ayında ulaştığı rekor seviyeden yaklaşık 500 dolarlık geri çekilme yaşadı.

Piyasanın bu süreçte “coşku”dan “değerlendirme” aşamasına geçtiğini belirten Saxo Bank Emtia Strateji Başkanı Ole Hansen, yatırımcıların artık faiz indirimleri, mali baskılar, jeopolitik riskler ve merkez bankası talebi gibi etkenlerin ne kadarının fiyatlara yansıdığını sorguladığını ifade etti.

KISA VADELİ BASKILAR VE NEDENLERİ

Hansen’e göre, Hindistan’daki Diwali döneminde yaşanan güçlü talebin ardından gelen geleneksel duraklama, piyasa üzerinde kısa vadeli bir yavaşlama yarattı. Ayrıca Çin’in bazı mücevher perakendecileri için Katma Değer Vergisi istisnasını kaldırması, yerel maliyetleri artırarak talebi sınırlayabilir.

ABD tarafında ise Ekim ayındaki faiz indiriminin ardından Fed Başkanı Jerome Powell’ın “bekle-gör” yaklaşımı doların güçlenmesine ve reel getirilerin yükselmesine neden oldu. Bu durum, altına yönelik kısa vadeli iştahı zayıflattı.

TEKNİK GÖRÜNÜM VE PİYASA DENGESİ

Hansen'e göre, teknik açıdan bakıldığında, iki haftalık düşüşün dokuz haftalık yüzde 27’lik sert yükselişin ardından gelmesi, piyasanın sağlıklı bir şekilde “rahatlama” sürecine girdiğini gösteriyor. Hansen, 3.835–3.878 dolar aralığındaki bölgenin önemli bir destek alanı olduğunu belirtiyor.

ETF pozisyonlarının yıl başından bu yana 484 ton arttığı, merkez bankalarının ise üçüncü çeyrekte 220 tonluk alımla istikrarlı talebini sürdürdüğü kaydediliyor. Bu durum, düşüşlerin sınırlı kalmasına katkı sağlıyor.

UZUN VADELİ GÖRÜNÜM

Hansen, kısa vadeli ivmenin zayıflamış olmasına rağmen altını destekleyen temel unsurların geçerliliğini koruduğunu vurguluyor. ABD’de artan borçlanma maliyetleri, parasal genişleme eğilimi ve merkez bankalarının rezerv çeşitlendirme çabaları, altına olan ilgiyi güçlü tutmaya devam ediyor.

Faiz oranlarının orta vadede reel anlamda düşük kalması, dolar karşısında değerli metali destekleyen bir diğer etken olarak öne çıkıyor. Ayrıca küresel enflasyonun yüzde 3 civarında seyretmesi durumunda Fed’in 2026’ya doğru yeni bir gevşeme sürecine girmesi bekleniyor.

“BU BİR SOLUKLANMA”

Saxo Bank analizi, mevcut düşüşün kalıcı bir geri dönüş değil, güçlü bir rallinin ardından gelen sağlıklı bir düzeltme olduğuna işaret ediyor. Hansen’e göre, altın fiyatlarında kısa vadeli dalgalanmalar ve kar satışları sürse de, borç yükü, enflasyon baskısı ve rezerv çeşitlendirme eğilimi gibi faktörler önümüzdeki yıl yeniden yükseliş zeminini oluşturacak.