Siyaset

AKP'de Devlet Bahçeli rahatsızlığı!

Erdoğan ile Bahçeli arasında kriz iddialarının ardından yapılan zirve Ankara'da en çok konuşulan konulardan birisi. Alınan kulis bilgilerine göre iki partinin bürokratlarına henüz talimat gitmedi. Ancak AKP'den Bahçeli'nin çıkışlarının ardından rahatsızlık baş gösterdi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhur İttifakı'nda kriz iddialarının gölgesinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi Ankara’daki konutunda 12 Kasım tarihinde ziyaret etti.
Bahçeli, Erdoğan'ı dakikalarca kapıda bekledi. Görüşme yaklaşık 40 dakika kadar sürdü. Görüşmenin ardından herhangi bir açıklama yapılmadı.

KRİZLERİN GÖLGESİNDEKİ BULUŞMA

İki isim arasında yapılan görüşme, 2025 yılı içindeki altıncı buluşma olarak kayıtlara geçti. Görüşme öncesi İmralı Süreci kapsamında TBMM'nin terör örgütü PKK'nın lideri Öcalan ile görüşüp görüşmeyeceği tartışmalarının ele alınacağı da söylenmişti. KKTC seçimleri nedeniyle de iki liderin kriz yaşadığı öne sürülmüştü.

"SÜREKLİ OLUNCA RAHATSIZLIK YARATIYOR"

İki ismin yaptığı görüşmenin ardından açıklama olmaması ile içeride nelerin konuşulduğu büyük merak konusu oldu. İki partiden de kurmaylar bu konuda bir açıklamada bulunmadı. Nefes'ten Nuray Babacan zirvenin Ankara'daki izdüşümlerini yazdı.

İki partinin de zirvenin ardından gelecek talimatları beklediğini kaydeden Babacan, AKP'li isimlerin, partideki yorumların nasıl olduğunu yazdı.

AKP'li bir ismin Bahçeli'nin tutumu ile sıkıntılı analizler olduğunu ve "Önce Bahçeli açıklama yapıyor. Ardından hükümetin ona uygun adım atması bekleniyor. Bu sürekli bir hal alınca rahatsızlık yaratıyor. Her konu Bahçeli’nin ön alımıyla başlatılıyor" yorumlarının yapıldığı ve hükümetin inisiyatif kaybetmiş gibi görüntü verdiğinin iddia edildiğini belirtti.

PKK'LILARIN İNFAZI VE TAHLİYESİ İLE TALİMAT YOK

Yine AKP'liler henüz cezaevindeki PKK'lılar hakkında DEM'in taleplerinin yavaş sonuçlandığını ve bürokratlara af gibi konularda talimat gitmediğini belirtti.

AKP'YE FREN YAPTIRAN KONU

AKP'li bir isim AKP'ye fren yaptıran konunun taban endişesi olduğunu şu sözler ile ifade etti:

"AKP’lilere fren yaptıran konulardan biri, daha önce de aktardığımız gibi taban endişesi. ‘Birini uzun süre şeytanlaştırınca, toplumun hızla manevra yapmasını beklemek zor. 40 yıl boyunca oluşturulan algının 40 günde değişmesini beklemek doğru değil” yorumları yapılıyor."

Babacan bu görüşlerin aksine AKP'de bazı grupların da daha hızlı hareket edilmesi gerektiğinden yana olduğunu ifade etti. Babacan'ın yazısı şu şekilde:

- MİT ve Dışişleri Bakanlığı’nın açılımda atılacak adımlar konusunda siyasiler gibi düşünmediği öne sürülüyor. Bu da hükümetin yavaş hareket etmesi sonucunu doğuruyor. Konu sürekli, Suriye ve SGD gerçeğine, PKK’nın elindeki silah gücüne, envanterlere dayandırılıyor.

- Devlet Bahçeli’nin tutumuyla ilgili sıkıntılı analizler var. ‘Önce Bahçeli açıklama yapıyor. Ardından hükümetin ona uygun adım atması bekleniyor. Bu sürekli bir hal alınca rahatsızlık yaratıyor. Her konu Bahçeli’nin ön alımıyla başlatılıyor’ yorumları yapılıyor. Hükümetin inisiyatif kaybetmiş görüntü verdiği iddia ediliyor.

- DEM’lilerin cezaevindeki PKK’lıların infaz, tahliye, iyi hal, cezaevi değişimiyle ilgili talepleri yavaş sonuçlanıyor. Umut hakkı, özel yasa düzenlemesi, kısmi ya da kapsamlı af çalışması gibi konularda ilgili bürokratlara ve siyasilere henüz herhangi bir talimat gitmediği anlatılıyor.

- AKP’lilere fren yaptıran konulardan biri, daha önce de aktardığımız gibi taban endişesi.‘Birini uzun süre şeytanlaştırınca, toplumun hızla manevra yapmasını beklemek zor. 40 yıl boyunca oluşturulan algının 40 günde değişmesini beklemek doğru değil” yorumları yapılıyor.

***

Partide, Öcalan ziyareti konusuna ve açılım sürecine daha farklı bakan, daha hızlı adım atılması gerektiğini savunanların tezleri ise şöyle:

- “Herkesin bu konuda sıkıntısı olabilir. Ama güçlü devletler arkasına bakmadan geleceği planlamak zorunda. Bu adımların atılması gerekiyor. Şu anda Abdullah Öcalan devletin elindeki en büyük asist. O iyi kullanılmazsa başka sakıncalar ortaya çıkacak.

- Bir süre sonra Öcalan karşıtı yeni yapılar ortaya çıkabilir. Bu yapıların uluslararası güçler tarafından kullanılması daha kolay olur. O zaman muhatap konusunda devlet zora girebilir. Hazır muhataplık varken, kullanılmalıdır.


- Partiler tek başına bu sorumluluk almak istemez. ‘İsteyen İmralı’ya gitsin’ mantığı yanlış. İmralı ziyareti için herkesin katıldığı bir grup oluşturulması önemli. Tüm bunlar partide tartışılmıyor. Ciddi bir iletişim sorunu var. Şu anda liyakatsiz kadroların yan etkilerini yaşıyoruz…”