Silivri (Marmara) Cezaevi'nden gündeme ilişkin yorumlarını yazılı bir şekilde ulaştıran Gazeteci Fatih Altaylı, geçtiğimiz günlerde bahsettiği AKP içerisindeki 'klik' kavgası hakkında yeni bir bilgi aktardı.
Altaylı, 'en iğrenç trollerden birinin' hesabının kapatılması ile ortaya çıkan ilk emarenin ardından AKP içerisinde 'Bunları susturun' talimatı geldiğini ifade etmişti.
Altaylı, bugün de AKP destekçisi trollerin sosyal medya hesaplarının kapatılmasının ardından büyük bir 'hayal kırıklığı' içerisinde olduklarını dile getirdi.
Altaylı, şunları ifade etti:
"Hızla iç barışı sağlamak, adalete güveni geri getirmek lazım. Başka çaremiz yok. Trollerle bir yere kadar. Bu arada trol demişken bazı trollerin hesaplarının kapatılması trol camiasında paniğe neden olmuş ve "AK Parti'ye hizmet edenlere bunu mu yapacaktınız" sitemleri başlamış. Bana sorarsan AK Parti ya da iktidar, bunların AK Parti'ye değil, AK Partililik adında kendi ceplerine hizmet ettiğini ve aslında partiye en büyük zararı onların verdiğini sonunda idrak etti. Bu yüzden de aklı başında hiçbir AK Partili bunlara sahip çıkmıyor."
CHP Genel Başkanı Özgür Özel geçtiğimiz hafta İstanbul Üsküdar'da yaptığı mitingde AKP'nin içerisindeki 'klik' kavgasına şöyle dikkat çekmişti:
"Son olarak da hiç ilgimizin olmadığı, tanımadığımız adamlarla bir takım, bir siyasi partiye müzahir, Sayın Bahçeli’nin ‘yakınım’ dediği, arkadaşlarımızı ilişkilendirip, hiç temasları olmadığı halde Sabah gazetesinin bir zırvasıyla, bir iftirasıyla yeni bir süreç başlattılar. Buradan ilan ediyoruz: AK Parti’nin kara düzeni pisliğinde boğulacaksın. Pisliğinde boğulacaksın. Şimdi bize diyorlardı ya ‘Birbirinin yüzüne bakamayacak.’ Allah’a şükür 154 gün sonra buradayız. Yan yanayız. Yüz yüzeyiz. Ama onlarda Mücahit ile Nedim birbirine sövüyor. Ama onlarda Uçum ile Şamil birbirini eleştiriyor. Sarayla Çağlayan’ın, Çağlayan ile Ankara’nın, Ankara ile HSK’nın AK Parti’nin kendi içindeki tüm kliklerin birbiri ile kavgası var. Beter olun. Zulm ile abat olunmaz. Masum insanları, 12 yaşında çocukla anasını tehdit edenler. Ne sanıyordunuz ya huzur mu bulacaktınız? Mutlu mu olacaktınız, elbette belanızı bulacaksınız. Elbette hesap vereceksiniz. Bu ülkedeki bütün masumların, bütün suçsuz evlatların, bütün gözü yaşlı anaların, bütün yalnız bırakılmış eşlerin hepsinin derdi derdimizdir. Ant olsun ki onları hiç yalnız bırakmadık. Bırakmayacağız. Bu yolun sonunda hep birlikte biz haklılığı yaşayacağız. İftiracılardan da hesap soracağız.”