Sözcü’den Tuğba Nur Çelik’in haberine göre, Adıyaman Gölbaşı'nda depremzedelerin tapuları bir gecede buhar oldu. Sabah e-Devlet'e giren vatandaş, ilçe merkezindeki değerli tapularının pasife alındığını gördü. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın yaptığı uygulamadan belediye yetkililerinin de kaymakamlığın da haberi olmadı.

BELEDİYENİN DE HABERİ OLMAMIŞ

Gölbaşı Belediye Başkanı İskender Yıldırım, Adıyaman'dan 'Gündem Özel' yayınımıza bağlanarak; "Hiçbir şeyden haberimiz yoktu. Vatandaşla aynı anda öğrendik. Kimse bize tek bir açıklama yapmadı" dedi.

Tapu mağdurlarından olan Avukat Songül Varki, "Ekmek teknemi, hukuk büromu bir gecede kaybettim. Esnaf dükkanından insanlar evlerinden oldu. Vatandaş infial halinde bizler günlerdir muhatap bulamadık" diyerek isyan etti.

TRAJİKOMİK: FAYLAR HÜKÜMET BİNASININ ETRAFINDAN ATLAMIŞ

Av. Songül Varki kırmızı alanda inşaatı süren hükümet binasının riskli sayılan alana dahil edilmediğini söyleyerek; "Demek ki faylar artık zıplaya zıplaya gidiyor. Çok enteresan ve trajikomik ama o kırmızı alan hükümet binasının etrafından dönmüş." dedi. Varki sözlerine şöyle devam etti:

Arılarını sakinleştirmek isterken 80 hektar alanı yaktı!
Arılarını sakinleştirmek isterken 80 hektar alanı yaktı!
İçeriği Görüntüle

'BİR SABAH UYANDIK, 1359 KİŞİNİN TAPULARI GİTMİŞTİ'

"11 Ağustos günü sabaha kara bir haberle uyandık. Zaten biz 6 Şubat'ta unutulan bir iliz. Adıyaman olarak 3 gün unutulduk, ölümle baş başa kaldık. Daha sonrasında da hep ötelendik. Bir gece sabaha bir uyandık ki 1359 kişinin parselleri pasife alınmıştı. Büyük bir şok yaşadık. Kaymakamlığa gittik ama maalesef doyurucu bir bilgi alamadık. Oradan belediyeye gittik belediyenin de haberi yoktu 'Bu mağduriyet nasıl yaşanır diye kendileri de şaşkınlık içinde kaldılar. Biz muhattap aradık ama günlerce bulamadık. İnsanlar çok ciddi bir infial halinde.

'KIYMETLİ YERLERİ ALMAK MI İSTİYORLAR?

Bazıları bizden alınan yerin yeşil alan ilan edileceğini iddia ediyorlar. Burası doğuyu batıya bağlayan bir ana arter. Sadece ve sadece 20 metre eninde 1.5-2 kilometre kadar uzanan bir yer. Bizim bölgemizin alüvyol olması dolayısıyla keskin fay hatlarının olamayacağı daha yayvan fay hatlarının olacağından bahsediliyor. Peki daha yavansa neden sadece o 20 metrelik alanı alıyorsunuz da çevresini almıyorsunuz? Burada insanların kafası çok karışık. Buralar çok kıymetli acaba almak mı istiyorlar diye söylenenler de var.

HÜKÜMET BİNASI FAYLARDAN ETKİLENMEYECEK Mİ?

Bu kocaman fay hattından sadece 20 metre enindeki yer mi etkilenecek? Hemen yanındaki etkilenmeyecek mı? Şu anda o kırmızı alanda yeni hükümet binası yapılıyor. Ama çok enteresan bir şey o kırmızı alan hükümet binasının etrafından dönmüş. Orası çok enteresan ama kırmızı değil. Demek ki artık faylar zıplaya zıplaya gidebiliyor. Gerçekten çok trajikomik bir durumdayız.

'VATANDAŞ PİMİ ÇEKİLMİŞ BOMBA GİBİ'

Ben bir gün sabahtan akşama kadar tapuda, bir mühendislik şirketinin hazırladığı raporla bize yapılan işlemi anlamaya çalıştım. Ve 1359 parselin tamamından nasıl böyle ikinci defa aynı oranda, yani 38.27 oranında DOK kesintisi yapılmış anlamadım. Acaba ne yapmışlar diye baktım. O, arz üzerinde nerede olduğunu bilmediğimiz yerlerde sözde şehirleşme yapılacakmış. Ama burada bize sadece ve sadece arsa payı veriyorlar. Biz bu arsa payıyla ne yapacağız? Kurulacak denilen yeri biz mi kuracağız? Hangi parayla? Çok tedirginiz ve insanlar mallarının gitmesinden çok rahatsızlar. Herkes pimi çekilmiş bomba gibi.

'ESNAF DÜKKANINDAN İNSANLAR EVLERİNDEN OLDU'

Araştırdığımızda 6785 sayılı cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile 7452 sayılı çıkarılan yasa ile bizim taşınmazlarımıza tabiri caizse el konulduğunu öğrendik. İmar yasası 18. madde gereğince bir düzenleme yapma hakları var fakat orada bir denklik ve ölçülülük olması, insanların haklarının gözetilmesi lazım.

Bizim olayımızda öyle değil. Bizim parsellerimiz ana cadde üzerinde ve çok pahalı, kıymetli yerler. Bize bunun karşılığında verilen parseller ise civar köy sınırlarında kalan yerini bile tam olarak bilemediğimiz yerler. Bir de usule yasaya aykırı bir şekilde yüzde 38.27 ikinci defa DOK kesintisi yapılmak suretiyle ve arsa payları dikkate alınarak verilen yerler. Arsa paylarını neden vurguluyorum çünkü. O alandaki bütün binalar yıkılmış değil. Mesela benim şu anda hali hazırda hukuk bürosu olarak kullandığım yer, hak sahibi olduğum yer ayakta ve depremde az hasarlıydı. Bizim taşınmazlarımızı bir gecede pasife aldılar. Bir gecede ekmek kapımı kaybettim. Ben büromdan oldum esnaf dükkanından insanlar evlerinden oldu.

'DEPREMZEDEYİZ, BİR DE DEVLET ZEDE OLMAK İSTEMİYORUZ'

Ben kendi üzerimden bir örnek vereyim; benim bürom 100-120 metrekarelik bir yerken bana verilen yer 17 metrekare bir arsa ve 201 kişiyle paylaşımlı. İnsanlar kendi ailesi içinde mal paylaşamıyorlar kavgalar çıkıyor. Ben 201 kişiyi nereden bulup bunu paylaşacağım. Benim sapa sağlam bürom yıkılacak. Benim büromun değeri 4-5 milyonken bana verilen yerin değeri 15 bin lira böyle bir haksızlık olamaz.

Bize Şehircilik Bakanlığı'nda gelip çözüm bulacaklarını söylediler. Biz legal yollardan hakkımızı arayacağız. Biz depremzedeyiz devlet zede olmak istemiyoruz. Bize hiçbir şekilde fikrimiz sorulmadı. Adıyaman Gölbaşı ikinci bir deprem yaşadı. Bizim arsalarımızla bize tahsis edilen yerle kıyaslanması mümkün değil. Bunun hukuki olarak dava yolu var ve biz de hukuki mücadeleyi vereceğiz.