PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ı 13 Ekim Pazartesi günü İmralı Adası’nda ziyaret eden Asrın Hukuk Bürosu avukatları açıklama yaptı.
Açıklamada, son dönemde sıklıkla tartışılan ‘umut hakkı’na yönelik önemli mesajlar yer aldı.
Avukatlar açıklamada, Abdullah Öcalan'ın, “Umut ilkesi devletin atması gereken bir adımdır. Bu bagajı kaldırması lazım. Bu, binlerce insanı etkileyen bir meseledir” dediğini aktardı.
Bunun yanı sıra Asrın Hukuk Bürosu avukatları, Öcalan'ın sözlerine referansla "Kürtlerin bütün olarak hukukun içine alınması gerektiğini söylemiş; asıl barışın bu olduğunu ifade etmiştir. Bugüne kadar Kürt’ün hukukunun yok sayıldığını, hukuk dışında tutulduğunu ama bugün demokratik entegrasyon hukukunun inşa edilmesi gerektiğini açıklamıştır" ifadelerini kullandı.
Asrın Hukuk Bürosu Öcalan'la yaptıkları görüşmeyle ilgili şu açıklamayı yaptı:
Açıklama şu şekilde:
“13 Ekim 2025 tarihinde İmralı Ada Hapishanesi’nde Sayın Abdullah Öcalan ve diğer müvekkillerimiz ile avukatları olarak görüşme gerçekleştirdik. Bu ziyarette müvekkillerimizin koşulları ve hukuksal durumları ile ilgili bilgi alışverişinde bulunduk. Bu vesile ile Sn. Öcalan’ın barışın tesisine yönelik düşünce ve değerlendirmelerini değerli kamuoyu ile paylaşmak isteriz.
Görüşmede Sn. Öcalan’ın hukuki durumu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin umut hakkı kararı bağlamında öncelikli ve önemli tartışma konularından bir olmuştur. Bilindiği gibi Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi en son 15-17 Eylül tarihli oturumundan sonra Türkiye’ye yeniden çağrı yapmış ve umut hakkının AİHM kararı ile uyumlu şekilde yasal çözüme kavuşturulmasını talep etmişti.
Bu gelişme karşısında Sn. Öcalan, umut ilkesinin çok önemli ve esaslı olduğunu vurgulamıştır. Devamında doğrudan; ‘Umut ilkesi devletin atması gereken bir adımdır. Bu bagajı kaldırması lazım. Bu, binlerce insanı etkileyen bir meseledir. Nereden bakarsanız bakın bunun kaldırılması gerekir. Hukuk açısından bunun yapılması gerekir. Politika da adalet de bunu gerektiriyor.’ diyerek hukukun gereğini öne çıkarmıştır.
"DEMOKRATİK ENTEGRASYON HUKUKU İNŞA EDİLMELİ"
27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum çağrısıyla bağlantılı olarak inançların ve mezheplerin kendini özgürce ifade etme gerekliliği gibi herkesin milliyetini de ifade etme ve özgürce yaşama hakkı olduğunu belirtmiştir. Kürtlerin bütün olarak hukukun içine alınması gerektiğini söylemiş; asıl barışın bu olduğunu ifade etmiştir. Bugüne kadar Kürt’ün hukukunun yok sayıldığını, hukuk dışında tutulduğunu ama bugün demokratik entegrasyon hukukunun inşa edilmesi gerektiğini açıklamıştır.
Hukuk dışı bırakılma ile fiziki ve zihni tutsaklıkları açımlarken ‘Yaşam özgür yaşanacaksa anlamlıdır. Ben daha önce de ifade etmiştim. ‘Ey hayat! Ya seni özgür yaşayacağım ya da hiç yaşanmamış sayacağım.’ İşte benim yaşam mottom, sloganım budur’ vurgusunda bulunmuştur.
Sn. Öcalan’ın toplumsal ve siyasal sorunların temelinde yatan asıl gerçekliğin kadının erkek karşısında eşitsiz bir konuma getirilmesi olduğu tespiti bilinmektedir. Bu eşitsizliğin çözümünün sosyalist bir düşünce ve kadın özgürlükçü bir yaşam pratiği ile mümkün olduğunu açıklamıştır. Jineoloji çalışmalarını ilgiyle takip ettiğini, büyük değer atfettiğini belirtmiş ve bütün kadınlara, cezaevindeki tutsaklara özel selamlarını iletmiştir.
Kendisini anlamak isteyenleri, içinden geçtiğimiz barış ve demokratik toplum sürecini derinleştirmeye ve bu sürece katılmaya davet etmiştir. Özgürlük için çalışılmasının, sürecin geliştirilmesi ve pratikleştirilmesi açısından önemini ifade etmiştir.”
UMUT HAKKI NEDİR, NASIL GÜNDEME GELDİ?
Umut hakkı, ceza hukukunda, hapis cezasına mahkûm edilenlerin belirli süreler boyunca gösterdikleri iyi hal ve davranışları göz önünde bulundurularak, kanunla belirlenmiş şartlar dahilinde koşullu salıverilme olasılıklarının değerlendirilmesi anlamına gelir.
Bu kavram, “suçluların cezalarının belirli bir kısmını tamamladıktan sonra, toplum içine yeniden kazandırılmalarını” amaçlar.
Umut hakkı, “koşullu salıverilme, suçlunun geri kalan cezasını dışarıda tamamlama imkânı sunarak, bireyi yeniden suç işlemekten alıkoymayı ve topluma uyum sağlamasını” teşvik eder.
AİHM, 2013 tarihli Vinter ve diğerleri kararında müebbet hapis cezasının en fazla 25 yıl sonra gözden geçirilmesi gerektiğine ve mahpusların serbest bırakılma koşullarının değerlendirilmesi gerektiğine hükmetmişti.
Türkiye’de umut hakkı tartışması geçen yıl, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Kürt hareketiyle yürütülecek olan yeni süreç üzerinden yaptığı açıklamalarla başladı.
22 Ekim 2024’te yaptığı açıklamada Öcalan için, “Tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM'de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşsun, terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın” diyen Bahçeli, sözlerine şöyle devam etmişti:
“Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenleme yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil ne Edirne, adres İmralı'dan DEM'e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız.”
"ÖCALAN İMRALI'DA ÖLECEK"
Sürece en sert muhalefeti yapan isimlerin başında gelen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ dün katıldığı bir canlı yayında, “Abdullah Öcalan İmralı'da ölecek, çıkamayacak” demişti.
Öcalan'ın talebinden sonra Özdağ'ın sözleri tekrar gündem oldu.
DEM PARTİ'DEN YÜRÜYÜŞ HAMLESİ
DEM Parti, Öcalan'ın serbest bırakılması için yürüyüş düzenleyeceğini duyurdu.
DEM Parti'den şu açıklama yapıldı:
Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talebiyle Gençlik Meclisimizin de içerisinde yer aldığı gençlik örgütleri tarafından Amed’de yürüyüş gerçekleştirilecektir.
18 Ekim Cumartesi saat 17:00’de Alipınar Köprüsü’nden Ben û Sen Burcu’na yapılacak yürüyüşe başta gençler olmak üzere tüm halkımızı bekliyoruz.
Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin baş aktörü olan Öcalan’ın özgür çalışma ve yaşam koşulları sağlanmalıdır.