Dünya

ABD Sahil Güvenlik, artık ‘gamalı haçı’ nefret sembolü saymayacak!

ABD Sahil Güvenlik Teşkilatı, önümüzdeki ay yürürlüğe girecek yeni bir politika uyarınca, faşizm ve beyaz üstünlüğünün sembolü olan gamalı haçı artık nefret sembolü olarak sınıflandırmayacak.

Bunun yerine, Sahil Güvenlik, Nazi dönemine ait bu amblemi yeni yönergeleri kapsamında “potansiyel olarak ayrıştırıcı” olarak sınıflandıracak.

Washington Post’un incelediği belgelere göre, 15 Aralık’ta yürürlüğe girecek olan bu politika, benzer şekilde darağacında kullanılan ilmek ve Konfederasyon bayrağının sınıflandırmasını da değiştiriyor fakat Konfederasyon bayrağının sergilenmesi yasak olmaya devam ediyor.

Bu politikaya göre, Konfederasyon bayrağının küçük bir unsur olduğu belirli tarihi sergiler veya sanat eserleri hâlâ izin veriliyor.

Sahil Güvenlik, Savunma Bakanlığı’nın bir parçası olmasa da, Trump yönetiminin ABD ordusu içindeki taciz ve zorbalığa yönelik değişen toleransına uyum sağlamak için politikalarını yeniden düzenliyor.

Eylül ayında, Savunma Bakanı Pete Hegseth, ordunun mevcut standartlarını “aşırı geniş” olarak nitelendirerek ve bunların askerlerin savaşa hazırlık durumunu tehlikeye attığını söyleyerek, bu politikaların gözden geçirilmesini ve revize edilmesini talimat vermişti.

Haberin yayınlanmasının ardından, Sahil Güvenlik sözcüsü Jennifer Plozai telefonla yaptığı açıklamada, kurumun WP’nin haberine katılmadığını fakat politika değişikliklerini inceleyeceğini söyledi. Plozai, “Metni gözden geçireceğiz,” dedi.

Sahil Güvenlik’in vekil komutanı Amiral Kevin Lunday’e atfedilen bir açıklamada, kurumun yeni politikasının neden gamalı haç, ilmek ve Konfederasyon bayrağını artık nefret sembolleri olarak nitelendirmediğini açıklamayı reddetti.

Fakat Lunday, bu tür sembollerin “ve diğer aşırılıkçı veya ırkçı imgelerin temel değerlerimizi ihlal ettiğini ve mevcut politika kapsamında hak ettikleri ciddiyetle ele alındığını” doğruladı.

Perşembe günü geç saatlerde Lunday, tüm Sahil Güvenlik’e bu sembolleri “yasak” olarak nitelendiren bir e-posta gönderdi, fakat yeni politikanın ifadeleri, bu sembollerin silinmeden sergilenebilme olasılığını açık bıraktı.

E-postasında, güncellenen yönergelerin “idari gereklilikleri basitleştirmek” amacıyla hazırlandığını belirtti ve “Halkımızı korumaya ve herkes için güvenli, saygılı ve profesyonel bir iş yeri yaratmaya devam edeceğiz,” dedi.

Yeni metni gören bir Sahil Güvenlik yetkilisi, politika değişikliklerini “ürpertici” olarak nitelendirdi.

Yetkili, “Gamalı haçların ayrıştırıcı niteliği konusunda net değilsek, ulusun güvenini hak etmiyoruz,” diyen yetkili, misilleme korkusuyla isminin açıklanmaması koşuluyla konuştu.

Sahil Güvenlik, İç Güvenlik Bakanlığına bağlı bir askeri hizmet kolu ve İç Güvenlik (DHS) Bakanı Kristi L. Noem’in yetki alanına giriyor.

Fakat Başkan Donald Trump’ın iç güvenlik konusuna artan ilgisinin merkezinde yer alan bu hizmet, yönetimin liderlik kadrosunu aceleyle görevden alması ve askeri kültürü daha geniş bir şekilde hedef alması nedeniyle diğerleri gibi bir kenara itilmişti.

ABD ordusunun bir kolunu yöneten ilk kadın olan eski Sahil Güvenlik Komutanı Amiral Linda Fagan, Trump’ın göreve başladığı ilk gün, yönetim yetkililerinin o zamanlar çeşitlilik girişimlerine odaklanması ve cinsel saldırı soruşturmalarını ele alış biçimi nedeniyle kovuldu.

Birkaç gün içinde Lunday, Sahil Güvenlik’in taciz ve zorbalık politikasının askıya alınmasını emretti. Bu politika, diğer yönergelerin yanı sıra, gamalı haçın “sergilenmesi, sunulması, yaratılması veya tasvir edilmesi potansiyel bir nefret suçu oluşturabilecek semboller listesi”nde yer aldığını açıkça belirtmekteydi. İlmek ve Konfederasyon bayrağı da önceki politikada bu tanıma uyuyordu.

Lunday daha sonra Trump tarafından bu hizmetin komutanı olarak aday gösterildi. Senato onay duruşması Çarşamba günü yapıldı ve Perşembe günü milletvekilleriyle görüşmesi planlanıyordu. DHS’nin yetki alanına giren Senato Ticaret, Ulaştırma ve Bilim Komitesinin Lunday’ın adaylığını ilerletmek için ne zaman oylama yapacağı belli değil.

Gamalı haç ve ilmek sınıflandırmasında yapılan değişiklikler, Sahil Güvenlik’in yönetmeliklerinden nefret suçları kavramını kaldırma çabasının bir parçasıydı.

Sahil Güvenlik, yakın zamanda çevrimiçi olarak yayınlanan yeni politikasında, “Daha önce potansiyel nefret suçu olarak ele alınan davranışlar, baskı veya nefretle özdeşleşmiş semboller içerenler de dahil olmak üzere, taciz raporu olarak işleme alınacaktır … ‘Nefret suçu’ terimi artık politikada yer almamaktadır,” demişti.