Hatay'da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 51 kişinin hayatını kaybettiği Cemil Çapar Apartmanı davasında mahkeme heyeti değişti ve duruşmada tüm süreç baştan anlatıldı. AK Partili müteahhit Mehmet Özkan, önceki duruşmalardaki savunmasını tekrarlayarak, "Depremi Allah yaptı, kusurum yok" dedi. Duruşma sonrası açıklama yapan müşteki avukatı Seher Eriş ise "Adil bir yargılanmaya ihtiyaç var çünkü bu süreç sadece Cemil Çapar Apartmanı davasıyla sınırlı değil. Her kurumun kusur durumu titizlikle incelenmeli ve sorumlular cezalandırılmalı" şeklinde konuştu.
6 Şubat depremleri sırasında, Hatay'ın Antakya ilçesine bağlı Gazi Mahallesi'nde bulunan Cemil Çapar Apartmanı yıkıldı. Enkaz altında kalan bina sakinlerinden 51 kişi hayatını kaybetti. Binanın yıkılmasının ardından çıkan yangın nedeniyle bazı kişilerin naaşlarına ulaşılamadı.
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, apartmanın yıkılmasına ilişkin müteahitler Mehmet Özkan ve Yusuf Özkan, şantiye şefi ve statik proje müellifi Mehmet Güçlü, yapı denetim firmasının yetkilileri Habib Turhaner ve Bülent Kimyon, statik proje ve uygulama denetçisi Mehmet Tokdemir, kontrol elemanı Levent Numanoğlu hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis istemiyle dava açtı.
Hatay 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen sekizinci duruşmaya, tutuklu müteahhit Mehmet Özkan ile Mehmet Güçlü, SEGBİS aracılığıyla katıldı. Depremde yakınlarını kaybeden aileler ve taraf avukatları ise mahkeme salonunda hazır bulundu. Duruşmada, mahkeme heyetinin değişmesi nedeniyle Cemil Çapar Apartmanı'ndaki süreç en baştan anlatıldı. Hem müştekiler hem de sanıklar kendi taraflarından olayı aktardı.
"SADECE BENİM MÜVEKKİLİMİN YAPTIĞI BİNA MI YIKILDI"
Tutuklu sanıklar Mehmet Özkan ile Mehmet Güçlü, önceki duruşmalarda verdikleri ifadeleri tekrar ederek suçsuz olduklarını savundu ve tahliyelerini talep etti.
Sanık Mehmet Özkan'ın avukatı, "Ek rapor benim müvekkilimin suçlu olmadığını gösteriyor. Caddede başka binalar yıkılmamış olabilir ama bu çok büyük bir depremdi. Bir sürü kamu kurumu yıkıldı. Sadece benim müvekkilimin yaptığı bina mı yıkıldı" diye konuştu.
"BU BİNA NİYE YIKILDI BEN DE BİLMİYORUM"
Ek bilirkişi raporunun kendilerini sorumlu tutmadığını belirten sanık Mehmet Özkan, "Bizim suçsuzluğumuz anlaşılıyor zaten kaçma şüphemiz yok, tahliyemizi istiyoruz. Ayrıca bu yapı neden yıkıldı benim de aklım almıyor. Doğal gaz mı patladı bilmiyorum. Önce yangın oldu, sonra yıkım oldu. Ben devlete bir sürü iş yaptım. Yüz tane okul yaptım, yüz tane ev yaptım bir tanesi bile yıkılmadı. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.
Cemil Çapar Apartmanı'nda ablasını kaybeden bir müşteki, "İlk deprem gece oldu, ondan sonra eşim ve kardeşim binanın üstüne çıktı. Çünkü epey yıkım vardı. Ablamları ve yeğenimi aramaya gittiler. O sırada yangın olsaydı biz onları başka yere götürürdük. İkinci depremden sonra yangın başladı" şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti, sanıkların mevcut tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 12 Aralık tarihine erteledi.
AVUKAT SEHER ERİŞ: "HER CELSEDE "DEPREMİ ALLAH YAPTI, KUSURUMUZ YOK" DİYORLAR
Müşteki avukatı Seher Eriş, duruşma bitiminde adliye önünde açıklama yaptı. Duruşmada müteahhit Mehmet Özkan'ın, devletin suçlu olduğunu ve depremin Allah tarafından gerçekleştiğini söylediğine dikkat çeken avukat Eriş, şu ifadeleri kullandı:
"Her celsede olduğu bugün de depremin Allah tarafından yapıldığını ve kusuru olmadığını söyledi. Sekiz celse oldu. İki yılı aşkın süredir bir Cemil Çapar Apartmanı'nın önce yıkılması, sonra apartman enkazında çıkan yangın ve yangın sonrası naaşlara dahi ulaşılamamasından dolayı yargılamanın sürdüğü bu adliyeye sekiz kez geldik ve her seferinde de şunları dinledik sanıklardan. Bu deprem Allah'ın kusuruydu, kendilerinin hiçbir suçu olmadığıydı. Biz şunu söylüyoruz, adil bir yargılanma yapılmasına ihtiyaç var çünkü bu Cemil Çapar apartmanı davasıyla sınırlı bir süreç değil. Burada en başından sonuna kadar sorumluluk zinciri var ve bu sorumluluk zincirine tabi herkes ve her kurumun kusur durumu incelenmeli ve kusurları kapsamında cezalar verilmeli."
Cezasızlık politikasının devam etmesi halinde birden fazla Cemil Çapar Apartmanı ve benzeri dosyalarla karşılaşmaya devam edileceğinin altını çizen Eriş, adil bir karar için herkesi 12 Aralık'taki bir sonraki duruşmada Hatay Adliyesi'nde olmaya çağırdı.
"KAYBETTİKLERİMİZ GERİ GELMEYECEK AMA ADALET SAĞLANSIN"
Müşteki Yiğit Torun, binada anne ve babasını kaybettiğini, adalet mücadelesini onlardan devraldığına dikkat çekerek, "Depremi Allah vermiş olabilir ama Allah bize akıl da verdi. Depremi önlemenin yollarını bulma yetisi de verdi. Neden diğer binalar değil de Cemil Çapar Apartmanı yıkıldı? Adalet mücadelesini buradan veriyoruz. Kaybettiklerimiz geri gelmeyecek ama adaleti sağlayabilirsek başka kayıpların önüne geçecek. Madden de manen de çok yorucu davalar fakat bunun peşini bırakmadığımızda kaybettiklerimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş olacağız. Mücadelemiz gücümüz yettiğince devam edecek" şeklinde konuştu.