Yüksek Seçim Kurulu’nca onaylanan kongre ve kurultay sonuçlarının mahkemeler eliyle değiştirilmesi tartılması siyaset sahnesinde sürerken dikkat çeken bir araştırma gündeme geldi.
Kemal Büyükyüksel sosyal medya hesabında 2017 referandumunun sandık bazında analizine ilişkin önemli bir araştırmayı aktardı.
Araştırmacılar election forensics yöntemiyle sistematik bir analiz yaptı ve 2017 referandumunu sandık bazında analiz etti. Araştırmacılara göre yüksek katılım ve EVET oyları birlikte şişti. Anomaliler ayıklandığında sonucun HAYIR lehine döndüğü görüldü.
Kemal Büyükyüksel’in konuya ilişkin açıklaması şöyle:
“2018’de çıkan kapsamlı bir akademik çalışma, 2017 referandumunu sandık bazında analiz etmiş. Sandıkların %11’inde olağandışı örüntüler bulunmuş. Araştırmacılara göre yüksek katılım ve EVET oyları birlikte şişmiş. Anomaliler ayıklandığında sonucun HAYIR lehine döndüğünü bulmuşlar.
Araştırmacılar election forensics yöntemiyle sistematik bir analiz yapmışlar. Sandık bazında katılım oranı ile EVET oylarının ilişkisini incelemişler. Normal şartlarda beklenmeyecek anomaliler, özellikle küçük sandıklarda yoğunlaşmış, “ballot stuffing” ve “voter rigging” izleri.
Araştırmacılara göre bu fazladan oy ekleme veya seçmen baskısına işaret ediyor. Nüfusu az kırsal bölgelerde hem katılım aniden yükselmiş hem EVET oyları olağandışı artmış. Araştırmacılar tarafından bu örüntü istatistiksel olarak rastlantıyla açıklanamayacak kadar güçlü bulunmuş.
Çalışma, tesadüf veya doğal varyans ihtimalini zayıf buluyor. Araştırmacılar, YSK’nın kanuna aykırı olarak verdiği “mühürsüz oy” kararıyla da birlikte düşününce, 2017 Referandumu sonuçlarıyla ilgili en mantıklı açıklamanın sistematik usulsüzlük ve oy şişirme olduğunu belirtiyor.
Bu makale, PLOS One gibi hakemli bir dergide yayımlandığı için uluslararası literatüre girdi. Bundan dolayı akademik çevrelerde Türkiye örneği seçimlerde usulsüzlüğün istatistiksel yöntemlerle kanıtlandığı en kritik vakalardan biri olarak gösteriliyor.”