Mersin'in Anamur ilçesi Saray Mahallesi'nde 28 Temmuz günü gece saatlerinde iş hanının içerisinde yüksekten düşen 12 yaşındaki Eyüp Can Güner'in hareketsiz yattığını görenler, 112 Acil Çağrı Merkezi'ne haber verdi. İhbarla olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ekipler, Güner'in hayatını kaybettiğini belirledi. Otopsinin ardından ailesine teslim edilen Eyüp Can Güner'in cenazesi, toprağa verildi.

"EMEKLİYİM AMA YETMİYORDU OĞLUM DA DESTEK OLMAK İSTEDİ"

CHP lideri Özgür Özel Aksaray’da on binlerle buluştu
CHP lideri Özgür Özel Aksaray’da on binlerle buluştu
İçeriği Görüntüle

Evrensel'den Eylem Nazlıer'e konuşan Baba İbrahim Can, “Eyüp benim öz oğlum değil, ikinci eşimin çocuğuydu. 9 aylıktı ben annesiyle evlenince. O günden beri ben büyüttüm, ben baktım. Emekliyim ama yetmiyor. 16 bin lira maaşla ne yapabilirim? Hâlâ çalışıyorum. Oğlum da destek olmak istedi. Arkadaşım bir dönerci dükkanı açmıştı, ‘Abi bana bir çocuk lazım’ dedi. ‘Tamam’ dedim. Nereden bilecektim ki böyle bir şey olacağını” dedi.

SORU İŞARETLERİNE DİKKAT ÇEKTİ

Yaşanan olayla ilgili henüz tam bir bilgiye sahip olmadıklarını belirten Baba Can, “O anda orada bulunanlar dükkanın içinde şakalaştıklarını söylediler. Sonra bunların ustası, demiş ki, ‘Oğlum dükkanda müşteri var, çıkın dışarıda şakalaşın.’ Dışarıya çıkıyorlar. Yani dışarıda ne konuşuyorlar, ne ediyorlar bilmiyorum… Benim çocuk kamera kayıtlarında önden gidiyor, o arkadan… Hani çocuğu tehdit eder gibi yürüyor” diye konuştu.

Kamera kayıtlarında ses olmadığını belirten Can, “Ne konuşuyor anlaşılmıyor. Gel buraya gibisine işarette bulunuyor. Artık küfürlü mü konuşuyor, ‘Gel buraya’ mı diyor, onu tam olarak bilmiyorum. Bayağı bir mesafe açılıyor aralarında. Vuran çocuk ayağındaki terliği çıkartıyor, bunun peşine hızlı bir şekilde koşuyor. Bu da artık hep korkuyla mı, panikle mi, orada çok eski bir pasaj var, pasajın girişinden giriyor, başka bir görüntü yok zaten. Zaten sonra çocuğu ölü buluyorlar” dedi.

‘VÜCUDUNDA KESİKLER VARDI’

Baba Can, oğlunun vücudunda gördüğü kesiklere dikkat çekerek, olayın sıradan bir düşme vakası olmadığını düşündüklerini ifade etti. Savcılığın Eyüp Can'ın vücudundaki kesi izlerinin bıçak izi olmadığı yönünde değerlendirdiğini ancak ilk müdahalede doktorun 'bıçak darbesi de olabilir' diye konuştu. Otopsi raporunu beklediklerini söyleyen Can, “Adli tıptan gelecek sonuçları bekliyoruz. Burada bir ay, bir buçuk ay falan bulur diyorlar” dedi.

‘OKUL MASRAFLARI İÇİN ÇALIŞMAK İSTEDİ’

Baba İbrahim Can emekli, ancak geçinemediği için bir gazinoda piyanistlik yapıyor. Anlattığı tablo, sadece bir ailenin değil milyonlarca yoksul hanenin hikayesi:

“Şimdi soracaksınız bu çocuk bu yaşta neden çalışıyor. Emekliyim, hâlâ çalışıyorum. 16 bin 800 lira maaşla geçinilir mi? Kiraya 10 bin lira veriyorum. Eyüp de bunu görüyordu, okul masraflarını çıkarmak için çalışmak istedi. Başta karşı çıktım sanayide çalışmak istedi. Sanayi bize uzak. E5’ten geçmen lazım dedim, gidemezsin, bisikletle olmaz dedim.”

Kısa süre sonra, babasının bir arkadaşı dönerci dükkanı açtı. Yoğun sezondu, yazlık bölgede gece dönercilik yaygındı. Baba Can, “Arkadaşım dedi ki ‘Abi senin oğlandan birini ver, elim ayağım olur. Masalara baksın, kül tablası değiştirsin, harçlığını da veririm’ dedi. Tamam dedim ama bir şartla: Kendin alacaksın, kendin getireceksin. Getirip götürüyordu. Gece 12–1 gibi işi bitiyordu. Bir gün ‘Gelmek istemiyorum’ dedi. ‘Niye oğlum?​’ dedim. ‘Baba tam müşteri saati oluyor, bahşiş veriyorlar, para biriktiriyorum. Kendi kıyafetimi, ayakkabımı alıyorum’ dedi. Okul masraflarını kendisi çıkarıyordu. Kendine üst baş alınca bize destek olunca mutlu oluyordu.”

NE ÖĞRETMEN SORDU NE DE İLÇE MİLLİ EĞİTİM

Eyüp Can kağıt üzerinde bir öğrenciydi. 7. sınıfa geçecekti. Baba anlatıyor: “Beşinci sınıfta dersleri güzeldi. Ama altıncı sınıfta tamamen koptu. Okuldan soğudu. Gitmemeye başladı.” Aylarca okula gitmeyen bir Eyüp’ü ne öğretmen sordu, ne rehberlik servisi? Ne İlçe Milli Eğitim ne de sosyal hizmetler...