TBMM Adalet Komisyonu, AKP tarafından hazırlanan ve kamuoyunda "11. Yargı Paketi" olarak bilinen Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmeleri, Komisyon Başkanı AKP İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel başkanlığında yapıldı.
Adalet Komisyonu üyesi milletvekilleri, teklif hakkındaki görüş ve değerlendirmelerini Komisyon'a sundu. Komisyonda, paketin tamamı kabul edildi.
Pakette sadece Kovid-19 maddesinde bir düzenleme yapıldı. Buna göre Kovid-19 düzenlemesinden kasten öldürme suçlarını üstsoy veya altsoydan birine; eş, boşandığı eş veya kardeşe; çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da kadına karşı işleyen hükümlüler, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların hükümlüleri ile çocuk istismarı suçunu işleyenler yararlanamayacak.
Komisyonda genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun, kişilerin toplu olarak bulundukları yerlerde işlenmesi halinde seri muhakeme usulü kapsamı dışına çıkarılmasını öngören 23’üncü maddenin görüşülmesinde söz alan CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, söz konusu maddenin 10’uncu Yargı Paketi’nde de geldiğini hatırlattı. “Genel güvenlik” ibaresinin soyut olduğunu ve teklifin gerekçesinin de açıklanmadığını belirten Özer, “Toplanma hakkına, gösteri ve yürüyüş düzenleme hakkına, ifade özgürlüğüne bir engel teşkil ediyor bu madde. Eylem yapanlara ‘genel güvenliği tehdit ediyorsunuz’ denilir ve işlem başlatılabilir” dedi.
Teklifin 23’üncü, 24’üncü, 25’inci ve 26’ncı maddesi de oy çokluğu ile kabul edildi.
Kamuoyunda tartışılan, 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle hükümlü olanların, Kovid-19 düzenlemesiyle getirilen 3 yıl daha erken açık ceza infaz kurumuna ve/veya denetimli serbestliğe ayrılma imkânından yararlanmasını öngören 27. madde de görüşüldü.
KADIN CİNAYETLERİ
İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun, düzenlemeyi olumlu bulduklarını ancak çekincelerinin olduğunu ifade etti ve şunları söyledi:
“Kapsamı genişlediğinde hangi suçların içereceği akıllarda soru işareti uyandırıyor. Türkiye kadına yönelik şiddetin hem yaygınlığı hem de yıkıcılığı bakımından açık ara en kötü tabloya sahip ülkedir. Türkiye'de şiddetin yoğunluğu Avrupa ortalamasının neredeyse iki katıdır. Ülkemizde cezasızlık oluştuğu durumda kadınların ölme ihtimali Avrupa'nın iki katıdır. Doğru model, doğru uygulama hayat kurtarıyor. İspanya bunun bir örneği. İspanya'da bu suçlar uzlaşmaya tabi tutulmuyor, hızlı kararlar veriliyor. Türkiye'de öldürülen kadınların pek çoğu öldürülmeden önce pek çok kez devletin kurumlarına başvuruyor, kapı kapı dolaşarak 'beni koruyun' demek zorunda kalıyor.”
AKP'DEN ÖNERGE
Söz konusu maddeye ilişkin AKP tarafından verilen öngergede alt soy ve üst soya, kardeşe, eşe, boşanılan eşe, kadına, çocuklara, beden veya ruh bakımından kendisini savunmayacak kişiye yönelik kasten öldürme, cinsel saldırı ile çocuğun cinsel istismarı suçlardan hükümlülerin düzenleme kapsamından çıkarılması istendi.
DEM Parti Şırnak Milletvekili Dilan Kunt Ayan, söz alarak kadına karşı şiddet suçunda sadece kasten öldürmenin değil, kasten yaralamanın da dahil edilmesi gerektiğini ifade etti.
AKP İstanbul Milletvekili Şengül Karslı da, “Bizim hukuk anlayışımızda kamu vicdanını tatmin etmek de hayatidir. Özellikle kendisini savunma gücünden yoksun çocuklar ve toplumsal hayatın öznesi olan kadınlara yönelik fiiller bizim nazarımıza törpülenecek veya görmezden gelinecek suçlar kategorisinde değildir. Bu çerçevede teknik kapsamı değerlendirilirken kadına karşı şiddet, çocuğun cinsel istismarı suçu açısından hiçbir esnek alanı tanımamız mümkün değildir” dedi.
İBB İDDİANAMESİ
CHP’li Özer de “MS hastası Tayfun Kahraman eli kelepçeli cezaevi aracında saatlerce bekletildi. Çocuk işçileri ölüme yollayan MESEM projesini protesto eden TİP’li öğrenciler tutuklandı. İBB soruşturmasında iddianamede adı olmayan 19 sanık tahliye edildi bugün. Ama şu an tahliyesine karar verilen bazı sanıklar hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tutukluluğa itiraz etmek yerine yeniden gözaltı kararı verdiğini öğreniyoruz. Aileler Silivri’de bulunan cezaevi önünde bekliyor, arkadaşlarımız avukatlarıyla görüştürülmüyor. Bunun adı eziyettir. Böyle bir hukuk devleti şekli yok, böyle bir adalet şekli yok” diye konuştu.
"BU BİR FIRSATTIR ASLINDA"
CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp de şu değerlendirmede bulundu:
“30 yıl önce SHP ilçe başkanının sonradan hakim olmasının yargının siyasallaştırılmasına örnek olarak bize anlattı. 15 Temmuz'dan sonra onların ipine tutunmak için nasıl çırpındığınızı size hatırlatmak istiyorum. Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki bir savcı çıktı adli emanetteki uyuşturucuyu arkadaşları ile kullanırken yakalandı. Bu kanun nasıl çıkarsa çıksın toplumda bazı kesimler rahatsız olacak. Çünkü örtülü bir kanun bu, kabul edelim. Şu anda hüküm altında bulunan 100 binden fazla insanın tahliyesi söz konusu. Daha önce yaptığımız eşitsiz bir kanunun eksikliğini gidermek için bir teklif getirdiniz. 2018 yılında Sayın Cumhurbaşkanı, MHP'nin hazırladığı ve TBMM'ye sunmayı planladığı af tasarısına ilişkin ‘Eğer bir suç devlete karşı işleniyorsa devletin bunu af yetkisi vardır fakat şahıslara karşı işleniyorsa bunun affı devlette değildir, bunu affedebilecek olan yetki mazlum ve mağdur şahısların kendisidir’ demiş. Bugün ise devlete karşı işlenmiş suçları görüşmüyoruz, tam tersi Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve örgütlü suçlar da kapsam dışı bırakılıyor. Eşitsiz bir sonuç doğuracaktır bu kanun. Bir suç ayrımı yapılmaktadır. Ben burada bir suç ayrımı yapılmaksızın bu kanun düzenlemesinden tarafım kişisel olarak. Bu haliyle de eşitsizliğin devam edeceğini düşünüyorum. Bütün bu tartışmaları aslında daha sağlıklı yapmak lazım. Yargının siyasallaşması tartışmalarına boğmamak lazım. Hatta öyle bir dönemden geçiyoruz ki yarın bir gün önümüze daha ciddi kanunlar gelecek. Yürüttüğümüz bir süreç de var, ‘Barış süreci’ne de bir katkı sunmak lazım, bu bir fırsattır aslında. Bugün yaşanan tartışmaların tıkanıklıklarını aşmak diğer komisyonlardaki düğümleri çözecek. Bu düzenlemeye bir fırsat olarak, soğukkanlılıkla bakalım.”
DİĞER MADDELER
1 Ocak 2016 öncesine ait ödenmemiş GSS primleri ve gecikme zammının tahsilinden vazgeçilmesinin öngörüldüğü 29’uncu madde hakkında muhalefet vekilleri 2026 yılında söz konusu borçların zaten zaman aşımına uğrayarak silineceğini bu yüzden de iktidarın bu maddenin geçmesi takdirinde “biz borçları sildik” şeklinde propaganda maksadıyla kullanılacağını ifade etti. Muhalefet vekilleri AKP vekillerine “Neden 2016 yılını seçtiniz" sorusunu yöneltti.
Muhalefet vekilleri komisyonda görüşülen internet ortamında yapılan yayın yoluyla işlenen suçlara ilişkin Sulh Ceza Hâkimliği’nin ayrıntılı incelemeye gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşıldığı hâllerde yirmi dört saat içinde karar vermesinin, Türkiye’den günlük erişimi 10 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıların içeriği çıkarmama direnci göstermesi halinde, ilgili kişinin talebi üzerine internet trafiği bant genişliğinin kademeli olarak (yüzde 50'den yüzde 90'a kadar) daraltılmasının öngörüldüğü 30, 31, ve 32’nci maddelerini “sansür düzenlemesi” olarak değerlendirdi.
CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar, “İçeriğin siteden kaldırılması yerine internet ortamından kaldırılması şeklindeki düzenleme ile yetki genişletilmiştir. Bu haliyle yapılan değişiklikler internetteki sansürü genişletme yetkisi tanımaktadır. Bu düzenleme Anayasa’ya aykırıdır. Kanun teklifinden çıkartılmalıdır” dedi.
DEM Parti Van Milletvekili Zülküf Uçar da erişim engellemelerinin ifade özgürlüğünü ihlal edeceğini belirterek söz konusu maddelerin düzenlemeden çıkartılmasını talep etti. DEM Parti Şırnak milletvekili Nevroz Uysal Aslan da maddelerin gazetecilere yönelik baskının daha da artmasına neden olabileceğinin altını çizdi.
6 Şubat depremlerinde yapıldığı gibi bant daraltması nedenlerinin İdari Mahkeme kararlarına rağmen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından verilmediğini ifade eden CHP Milletvekili Turan Taşkın Özer, “Bu belgelerin takipçisi olacağım” dedi.




