10 Ekim 2015’te gerçekleşen Ankara Katliamı’nın yıldönümünde 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu tarafından, "Katliamdan Bu Yana: Adalet Arayışında 10 Yıl - 10. Yılında 10 Ekim Ankara Katliamı Davası" raporu yayımlandı.
Raporda, 2016 yılında başlayan davada yaşanan zorluklar ve hukuki engeller ele alındı. 80 celse boyunca mahkemeye sunulan 419 talep arasında yalnızca 173'ünün kabul edildiği belirtilen raporda “kabul edilen taleplerimizin çoğunluğu bir ceza yargılamasında Mahkemenin zaten zorunlu olarak yapması gereken araştırmalara ilişkindir. Katliam yargılamasının esasına, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına ilişkin olan taleplerimizin tamamı reddedilmiştir” denildi.
“ÜÇ KEZ MAHKEME HEYETİNİN DEĞİŞTİ”
Sürecin başından bu yana üç kez mahkeme heyetinin değiştiği belirtilirken 2020 yılında, mahkeme heyetinin değişmesinin ardından yapılan bir duruşmada, oğlunu kaybeden bir müvekkilinin "adalet istiyoruz sayın hakim" sözleri sonrası duruşma 19 Mart 2020'ye ertelenmişti. Raporda, “Ülkenin en büyük katliamına ilişkin yüzlerce klasörlük çok önemli bir dosyadaki heyet değişiklikleri adalet sürecinde ciddi sıkıntılar anlamına gelmiştir. Her yeni gelen heyetin dosyaya hakim olabilmesinin bile oldukça uzun zaman alacağı gerçeği, gerçek bir adalet tesisi açısından önemli bir noktadır” denildi.
KAMU GÖREVLİLERİ SORUMLULUKTAN MUAF!
10 Ekim Katliamı’na ilişkin olarak devletin sorumluluğu kapsamlı bir şekilde belgelenmiş olmasına rağmen, hiçbir kamu görevlisi yargılanmaya dahil edilmedi. Çeşitli müfettiş raporlarında, devletin olayda önemli rolü olan pek çok kamu görevlisi bulunduğu açıkça belirtilmesine rağmen, bu kişiler hakkında herhangi bir işlem yapılmadığı vurgulanan raporda, “Katliamın gerçekleşmesinde sorumluluğu bulunan emniyet yetkilileri ve diğer kamu görevlileri, yalnızca tanık olarak dinlendi ve suçsuzlukları kanıtlanmamışken yargılanmadılar” denildi.
FİRARİ SANIKLAR
Raporda, IŞİD üyeleri hakkında açılan davada, sanıkların büyük kısmına çok düşük cezalar verildiği belirtilirken katliama doğrudan katılan sanıklardan sadece 10'unun ağır suçlardan cezalandırıldığı diğer sanıkların çok daha düşük cezalarla cezalandırıldığı ifade edildi. Ayrıca, katliam sonrası kaçmalarına yardımcı olan kişilerin ve katliamı planlayan 16 firari sanığın hiçbiri yargı önüne çıkarılmadığı kaydedilirken firari sanıklardan bazılarının tespit edilmelerine rağmen ülkeye iade edilmediği vurgulandı.
“İNSANLIĞA KARŞI SUÇTUR!”
“10 Ekim Ankara Gar Katliamı insanlığa karşı suçtur! Bu gerçek yok sayılarak karar verilmiştir” denilen raporda, şöyle devam edildi:
“Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi katliamı devlete karşı suç kapsamında değerlendirmiştir. 2019 yılında düzenlenmiş insanlığa karşı suç iddianamesi dikkate alınmamış, insanlığa karşı suçtan beraat kararı verilmiştir. Oysa katliam insanlığa karşı suç işleyen İŞİD tarafından barış isteyen insanlara, insanlığa karşı yapılmıştır. Katliam TCK m. 77’ye harfi harfine uymaktadır. İnsanlığa karşı suçta zamanaşımı yoktur. İnsanlığa karşı suçun varlığının yok sayılmasının en basit sonucu, başta firariler olmak sanıkların ve sanık olması gerekenlerin bir zaman sonra zamanaşımından yararlanarak ceza almaktan kurtulmaları olacaktır.”
Raporda, dosyanın firari durumda olan 16 sanık için yeniden ayrılmış olup, halen yargılama bu sanıklar açısından devam ettiğini hatırlatarak, 23 Aralık 2025 günü yeni duruşmada yine Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde olacakları vurgulandı.
Avukat Komisyonu son olarak şunları kaydetti:
“Biliyoruz ki; 10 Ekim 2015 günü Ankara Garı’nda yaşananlar, iki seçim arasında ülkenin kaderini değiştirdi. Bu bilinenin kamusallaştığı; adliye koridorlarını, duruşma salonlarını aştığı bir 10 yıldır yaşanan. Bu nedenle ‘mahkeme kararlarında yazmayanlar ülkenin gerçeğidir ve hafızalarımızdadır’ demeye devam ediyoruz. 10 yıl önce bu ülkede gerçekleştirilen bu katliam ve katliamda yitirdiklerimiz unutulmadılar. Adalet mücadelemiz, unutturmamanın da mücadelesidir.”